Gönderi

211 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitabı okur okumaz,kitabın özetini çıkarmayı veya incelemesini yapmayı doğru bulmadım.Bir süre kitabı baştan sona zihnimde tekrar canlandırma gereği duydum.Ve zihnimde bu kitabı yorumlarken inancımdan,görüşlerimden,çevresel faktörlerimden tamamen bağımsız olmayı denedim.Arkadaşlarımla yaptığım ikili sohbetlerin konularını bile aklımdan tamamen sildim.Çünkü Emil Sinclair olmak ve Damian gibi biriyle kendi benliğini bulmak için bu gerekliydi. Kitabın ilk sayfasını çevirdiğinizde ‘’Anlatacağım öykü hoş değil,düzmece öyküler gibi tatlı ve uyumlu da değil;kendilerini bundan böyle aldatmak istemeyen tüm insanların yaşamı gibi anlamsızlığı,karmaşayı,cinneti ve düşü çağrıştıran bir tadı var.’’ yazısıyla karşılaşıyoruz.Ve kitabı okuduğumuzda da yazarın kitabın başına ne kadar doğru bir not bıraktığını görüyoruz. Ve son olarak kitap hakkındaki kişisel görüşüm;’'Emil Sinclair’in Gençliğinin Öyküsü'’ diye atılan başlığın üzerine bir çizik atılıp kapakta kalan koskocam HERMANN HESSE yazısının yanına GENÇLİĞİNİN ÖYKÜSÜ eklendiğinde asıl kitap anlamını kazanıyor.Çünkü Emil Sinclair’in öyküsü aslında yazarın şekillendirdiği kendi öyküsü.. Kitaba Sinclair’in çocukluğundan başlıyoruz .Sıcak ve huzurlu evinde,inançlı ve güzel bir aileyle büyümekte olan bir çocuklukla.Sinclair’in evleri iyilikle doluyken çevresindeki sokakları kötülükle dolu.Ve Sinclair benlik arayışıyla sokağın tadına varmak istiyor.Kötülük kötülüğü çekiyor ve ziyadesiyle sokağın tadını alıyor.Geri sıcak yuvasına,iyilik tapınağına dönmek için can atarken kurtarıcısı olan Demian ile tanışıyor.Demian onu sokaklardan kurtaran bir kurtarıcıdan ziyade benliğine yol gösteren bir peygamber niteliği taşıyor.Ve Sinclair,çocukça soruları akranlarına devrederek çok daha büyük sorular ve yanıtlarını arıyor. Sinclair de her çocuk gibi büyüyor ve büyüdükçe daha ciddi sorular sormaya başlıyor.Sorularının yanıtlarını,yanında olmamasına rağmen Damian’dan almaya çalışıyor.Bunun için de zihnindeki Damian’ı hiç öldürmüyor.Onun gibi düşünüyor,onun gibi sorulara yanıt aramaya çalışıyor. Ergenlik döneminin etkileriyle,her genç gibi o da karşılaşıyor.Bir kadına karşı tutkuyla bağlanmak istiyor ama bunu da başaramıyor.Aşık olduğunu düşündüğü bir kızın yüzünü resmedip onu zihninde hapsetmeye çalışsa da zihni çok daha farklı konularla dolu olduğundan,ortaya çıkan resim de farklı bir resim oluyor. Bu dönemde Pistorius adında biriyle tanışıyor.Ve Pistorius ona Demian’ı andırıyor.Çünkü o da birtakım sorular soruyor ve cevaplar arıyor.Aslında Pistorius ve Demian her zaman cevapları bulmuş taraflar,soruları soran ise Sinclair oluyor.Pistorius’la birlikte geçen bir sürenin sonunda Sinclair’in tekrar Demian ile yolları kesişiyor.Hatta Demian’ın annesi Bayan Eva ile de kesişiyor.Sinclair’in kendi benliğini bulduğu Bayan Eva’yla.. Buraya kadar böyle klasik bir kitap özeti geçebiliriz. Ama aslında bu özetle bu kitabın hiçbir alakası yok. Bu kitapta bir benlik arayışı var. Bu kitapta sorulan birtakım inançsal sorular var. İnançlılara da inançsızlara da saygısızlık yapmadan işlenmiş farklı bir inanç anlayışı var. Okuyucunun kendi yorumlaması için bırakılmış birtakım inançsal paradokslar var. İşte bana göre kitabın asıl özeti bu cümlede saklı. ( Bir kimse bir şeye mutlaka gereksinim duyuyor ve o şeyi ele geçiriyorsa,bunu ona sağlayan rastlantı değildir;kendisi,içindeki istek ve zorunluluk onu çekip ilgili nesneye götürmüştür.syf.121 ) İnananlar bu duruma kader der. İnanmayanlar rastlantı. Sinclair,Demian,Pistorius ve Bayan Eva gibilerin inancının özeti de bu cümlededir işte. Onların inançlarını anlamak için kitabı ağır ağır okumak ve inandıkları şeyin aslında ne olduğunu kavramak gerekiyor.
Demian
DemianHermann Hesse · Can Yayınları · 20215,3bin okunma
··
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.