Birincisi, hazlar yalnızca tutkuları doyurur; onları tamamlayamaz, insanı doygun ancak mutsuz halde bırakır. İkincisi, insanlar bu tutkuların kölesi haline gelirler ve bu esaretin yarattığı mutsuzlukla acı çekerler. Üçüncüsü, bu kölece mutsuzluk, insanlar mutlu olmaya hakları olduğunu düşündükleri halde mutlu olamadıklarında iyice azar.