Sonra da utanmadan kendimize dindar deriz. Riyakarlık öyle işlemişki kanımıza...
Benim kardesiminde düğünü oldu. (Dindar görünüpte münafıkça hareket etmedik çok şükür.) İslami usullere harfiyyen uyduk. Ne biz oynattık, nede damat tarafına oynattırdık. Hatta bize "ailemi kıramıyorum" demişti. Bende "Allahı cok rahat kırıyorsun ama" demiştim. İlahiyatçıydı. Bu sözüm o kadar dokunmuş olacak ki, yanımızda telefon açtı ve son noktayı koydu.
- Hatta hiç unutmam; (Bu dinci riyakarlar toplumu o kadar yaralamış olmalı ki) Kardeşimin düğünü alt kattaydi. Üst katta dışarda girişte kaliyordu ve ordada bir düğün vardı ve oynamaliydi. Annem dışarda çok içten ağlayan bir kadin gördü. Yanına gitti; "niye ağlıyorsun" dedi. Kadın "Recep hocanın düğününe gelmiştim. Gördüm ki çalgılı, kadin erkek oynaniyor. Ona ağlıyorum" dedi. Annem de duygulanmış, kucaklayarak "yok bizim düğünümüz o değil, alt katta" diyerek rahatlatmiş ve birlikte alt kata inmişlerdi. Biz ailece buna cok sasırmış, etkilenmiş ve şokunu hemen atlatamamıştık. Bizi utandırmayan Allaha hamdolsun.
- Hatta kardeşimin güzelliğine hayran kalıp, makyajlı oldugunu sanarak soran kadın olmuş. Makyajın olmadığını ögrendiğinde "demek ki makyajsız da güzel olunabiliyormuş" demekten kendini alamamış.
Bu yasadiklarımız; hem örnek olabilmenin sevincini bize yaşattı, hem de ders verici unutulmaz tatlı ilginç birer hatıra oldu bizim için.
Rabbim bizleri yolundan, ihlastan, samimiyetten ayırmasın. Amin...🤲