İş bölümünün cinsiyete göre belirlendiği toplumlarda (yani bildiğimiz bütün toplumlarda), kadınlar için vakitsizlik can alıcı bir kısıtlama, toplantılar ise ek bir külfet haline gelir. Katılımın yoğunluğu ile katılımcıların sayısı arasındaki ters orantıyı, kadın hareketinde etkin olanlar çok iyi bilirler; ve bir çocuğun ya da büyüğün bakımının söz konusu olduğu dönemlerde kadınları politika dışına iten döngü hiçbir zaman dikkatten kaçmamıştır. Feminizm, katılımcı demokrasi sorununa, bunun neden istendiği ve muhtemelen neden işlemeyeceğiyle ilgili nedenlerin en sivri şekilde bir araya geldiği bir bileşim getirir. Çağdaş kuram ya da pratikte bu sorunun yanıtlanması için atılmış bir adım var mıdır?
Sayfa 34 - Metis Yayınları