Bir:
Mühendis uçsuz bucaksız, görünmeyen bir labirent karakterindeki iktidarla karşı karşıya gelmiştir. Sonu gelmeyen dehlizlerden çıkışa ulaşmayı asla başaramayacak ve o uğursuz kader hükmünü kimin verdiğini asla öğrenemeyecektir. Yani, mahkemenin karşısındaki Joseph K. ya da şatonun karşısındaki kadastro memuru K. ile aynı
durumdadır.
Iki:
Kafkaesk dünyada dosya, Platon'un ideasına benzer. İnsanın fiziksel yaşamı yanılsamalar perdesine düşen bir
gölgeden başka bir şey değilken gerçek realiteyi o temsil eder. Aslında, kadastro memuru K. da, Praglı mühendis de fişlerinin gölgesinden başka bir şey değildirler; bundan da aşağı bir şeydirler: Onlar bir dosyadaki bir hata' nın gölgeleridir, yani gölge olarak bile yaşamaya haklari olmayan gölgelerdir.
Üç:
Raskolnikov suçlu olmanın ağırlığına dayanamaz ve huzur bulmak için kendiliğinden cezasına razı olur. Bu
durum, o çok bilinen, suçun cezayı araması durumudur. Kafka' da mantık tersinedir. Cezalandırılan kişi neden cezalandırıldığını bilmez. Cezanın saçmalığı o kadar tahammül edilmezdir ki, suçlanan kişi huzura kavuşmak için, kendini çektiği çileyi hak ettiğine inandırmak ister: Ceza suçunu arar.
Dört:
Praglı mühendisin hikayesi komik bir hikaye, bir şaka gibi; insanı güldürüyor.
Çok sıradan iki beyefendi (Fransızca çevirinin bizi inandırmak istediği gibi "müfettiş" değil) bir sabah Joseph K. yı yatağında yakalayıp ona tutuklandığını söyler ve onun kahvaltısını yerler. Disiplinli bir memur olan K. onları dairesinden kovacağına, üstünde geceliğiyle, karşılarına geçip uzun uzun kendini savunur. Kafka, Dava'nın ilk bölümünü arkadaşlarına okuduğunda, yazar dahil
herkes gülmüştür. Haklı olarak gülmüşlerdir: Komik, Kafkaesk'in özünün ayrılmaz bir parçasıdır. Ama hikayesinin komik olduğunu bilmek, mühendis için pek küçük bir avuntudur. Akvaryumdaki bir balık gibi, kendini kendi hayatının şakası içine kıstırılıp kalmış bulur; bu hiç de komik değildir. Gerçekten de, bir
şaka ancak akvaryumun karşısında olanlar için komiktir; buna karşılık, Kafkaesk bizi içerilere götürür, bir şakanın
derinliklerine, komiğin korkunçluğuna götürür.
Kafkaesk, sosyolojik ya da siyaset bilimsel bir kavram değildir. Kafka'nın romanları endüstri toplumunun, sömürünün, yabancılaşmanın, burjuva ahlakının, kısacası kapitalizmin bir eleştirisi gibi açıklanmaya çalışılmıştır. Ama Kafka'nın dünyasında kapitalizmi oluşturan hemen hemen hiçbir şeye rastlanmaz: Ne para ve paranın gücü, ne
ticaret, ne mülkiyet ve mülk sahipleri, ne de sınıf kavgası vardır.
Kafkaesk, totalitarizm tanımına da uymaz. Kafka'nın romanlarında ne parti, ne ideoloji ve ideolojik terimler, ne politika, ne polis, ne de ordu vardır.
S.106