Gönderi

459 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İkinci Paragraftan İtibaren Spoiler Bulunmaktadır.
Bu kitap duyguları, dış dünya ile mücadeleyi, aşkı, karakter gelişimini öyle guzel anlatıyor ki, sayfaları çevirmekte acele ediyorsunuz. Ve bu kitapla ilgili en sevmediğim şey ismi oldu... Çünkü hikâyesinin derinliğini, güzelliğini gölgeliyormuş gibi hissettim. Kitabın ismine bakınca basit bir pembe dizi tadında kitap çıkacakmış gibi izlenim uyandırıyor olabilir ama sizi emin edebilirim ki, it's more than that. Milyonlarca isim varken neden fangirl cidden... Neyse, yazının bundan sonrası spoiler olacaktır. Bir az detay vermek gerekirse baş karakterimiz Cath benzer ikizi olan, 8 yaşında iken annesi tarafından terkedilmiş ve manik ataklar geçiren bir baba tarafından büyütülmüş özgüveni oldukça düşük ve kendini dış dünyaya kapatmış biri. Onun dünyası kitaplarının "fangirl"lügünu yaptığı Simon ve Baz'dan oluşuyor, hem de öyle derin bir tutku ile oluşuyor ki onların bambaşka evrenini yaratıp fanfiction yazıyor. Simon ve Baz onun kaçış alanı, saklanma yeri, annesinin gidişi ile başa çıkma yöntemi ve dahası. Küçükken aslında ikizi ile beraber izlemeye, yazmaya başlamışlar ama büyüdükçe Wren yürüyüp gitmiş Cath ise olduğu noktada duruyor, çünkü ilerisi bilinmez. Ama üniversite kazanması ile tüm taşlar oynuyor, bambaşka oda arkadaşı, kendi kurgusunu yazmasını ısrarla talep eden hocası, birlikte yazdıkları kurguyu almaya karar veren kalem arkadaşı ve Levi... Tüm kitap boyunca oldukça akıcı ve basit dille Cath'in tüm bunlarla savaştığını kimi zaman pes etmek isteyişini okuyoruz. Kitaptaki her bir olay bambaşka olaya sebebiyet veriyor ve bu asla sahte kurgu izlenimi bırakmıyor ki bu kitapla ilgili en sevdiğim detaylardan biri oldu. Aynı şekilde karakterler de öyle güzel işleniyor ki, karakter olmaktan çıkarak tanıdığınız birine dönüşüyorlar resmen. :') Görüntü bakımından bir birinin aynısı olduğu halde, karakterleri bambaşka ikizlerin çatışmasını okumak büyük keyif idi. Wren'in alkol krizi sonrası Cath'le bozulmuş aralarının bir şekilde düzelmesi, Cath'in sesli şekilde Levy için kitap okuyuşu, kocaman gülüşleri ile Levy, babaları atak geçirdikten sonra başında bekleyen Cath ve yaptığı gözlemleri, annesi ile yüzleşmesi ve asla gardını indirmeyişi hatta Regean'la yemekhanede otururken gelen gidenleri tahlil edişleri bile çok sevdiğim keyifle okuduğum sahnelerdendi. Okurken Levy'i ve onun kocaman gülümsemesini, Cath'in devamlı oldukça kalın giyinişi ve boynuna doladiği atkısını, Regeanla paylaştığı yurt odasını, Wren'in kısacık saçlarını, babalarının düşünme post-it'lerini, Levy'nin merdivenle çıkılan odasını hayal etmekten büyük keyif aldım. Kısacası sayfalarında gülümsedigim, gözlerimin dolduğu, heyecanlandığim ve sıradaki sayfasını merak ettiren elimden bırakmadığım, beni kendi kafamdaki kurguyu yazmaya oldukça heveslendiren, aynı zamanda "keşke ben yazsaydım" dediğim bir kitap oldu. Öte yandan, içimde keşkeler bırakan da bir kitap oldu. Keşke dedim Cath'e ödül kazandıran nihayet yazabildiği kendi kurgusunu okuyabilseydik. Keşke Levy'nin kız kardeşinin düğününe gidişini okusaydık. Keşke bu kadar sayfa içselleştirdigimiz Baz ve Simon'a Cath'in nasıl son yazdığını bilseydik. Keşke Cath'in kendi kurgusunun ödül aldığı anı okuyabilseydik. Keşke bu kitap bur film olsaydı. Ve dahası... Neyse işte tüm bu keşkelere rağmen oldukça, OLDUKÇA keyifli yolculuktu. Emeklere sağlık.<3
Fangirl
FangirlRainbow Rowell · Pegasus Yayınları · 20161,445 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.