Biz sadece yaşamak istiyoruz, insanca yaşamak...
Şu günlerde 1K’da “kadına şiddet” kapsamında öyle güzel şeyler okunuyor ki, bu farkındalığın kıvılcımlarını atan ve güzel bir etkinlik başlatan 
Adem Bey’e ve O’nu destekleyen herkese teşekkür ediyorum. Ben bu etkinliğe sadece “İstanbul Sözleşmesi” ile katıldım, çünkü diğer kitapları okuyacak ve kaldırabilecek gücü kendimde görmedim. Çünkü
··
264 görüntüleme
Ne güzel dile getirmişsiniz kadınların çektiği çileleri. Etkinliğe üçüncü kitap ile devam ediyorum, ama sanırım okuduklarım fazla geldi. Üçüncü kitabı ne zaman okumaya kalksam bir baş ağrısı hissediyorum. Biz ki okurken bu kadar kötü hissediyoruz, yaşayanları düşünemiyorum. Kendilerini ikinci sınıf vatandaş gören kadınları anlamış değilim. Erkeklerin gerisinde kalıp, onlara el açmayı daha uygun görüyorlar anlaşılan. Ne diyelim, umarım bir gün akılları başlarına gelir.
Uzun zamandır sizi takip ediyorum hocam, yorumunuz ve duyarlılığınız için teşekkür ediyorum öncelikle. Bazı kadınlarımız var ki, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışsalar dahi bir şekilde tacize maruz kalıyorlar, ötekileştiriliyorlar. Çok küçük yaşta evlenmiş bir ilkokul arkadaşım vardı, kendisi boşandığında sevinmiştim, çünkü kocası pisliğin tekiydi. Eğitimi yok, iki çocukla kalakaldı. Lokantaların mutfaklarında, temizlikte çalıştı, ne yaptı etti kimseye muhtaç olmadı. Ama o kadar fazla iş değiştirdi ki, sebebi ise, boşanmış kadın olduğunu öğrenen iş verenleri tarafından hep tacize uğramasıydı. Pek ümidim yok ama umarım bu dünya gelecekte daha yaşanılabilir bir yer olur.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Sibel hanım yüreğinize ve varlığınıza teşekkürler. O kadar içten yazmışsınız ki etkilenmemek mümkün değil. Biz kadınlar sürekli mağduriyetlerimizi dile getiriyoruz fakat desteği sadece yine kadınlardan görüyoruz. Oysa ki problemin kaynağı olan erkekler destek vermedikçe, onlar kendilerinin kaynağı olduğu sorunları çözmedikçe nihai amaca ulaşamıyoruz. Bu kapsamda destek olan bir avuç erkek arkadaşlara ben de sizin aracılığınız ile bir kez daha teşekkür ediyorum. Sizin de dediğiniz gibi biz yaşamak istiyoruz, yaftalardan uzak özgürce yaşamak ve bunu yaparken de karşı cinse adaletsizlik yaşatmak niyetinde değiliz. Kadınlar kusursuz, erkekler canavar demiyoruz. Her iki cins için de adil ve gerçek bir yaşam diliyoruz. Hem benim, hem sizin hem de tüm adil ve vicdanlı insanların dileklerinin kabul olmasını arzu ediyorum. 🌞🍀🌻
Yorumunuz ve desteğiniz için ben teşekkür ederim Ecem Hanım. Destek verenlerin çoğunluğu kadın bile olsa yine de mutlu oluyorum, çünkü bir şeyleri kökünden değiştirecek olan evvela anneler, geleceğin anneleri. Söylediklerinizde de size katılıyorum. İyi ki, sizin gibi düşünen, vicdanlı, adalet sahibi, okuyan insanlar var. Var olun. Sevgiler.
Şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine bu aktardıklarınız çok değerli. Çünkü kadınlar sustukça hem şiddeti hem eşitsizliği kabul etmişler gibi bir ortam oluşuyor. Çünkü erkekler kadının bu suskunluğunu elde etmek adına ellerinden geleni esirgemiyorlar. Kadınlar karşı çıkıp tepki gösterdiği ölçüde kendi kimliklerini koruyacaklardır.
Daha az önce bir kadın arkadaşım bana maruz kaldığı ağır psikolojik şiddeti anlattı. Cidden çok öfkeliyim o durumun üzerine sizin yazınızı okuyunca birkaç şey yazmak zorunda hissediyorum kendimi.
Bugüne kadar şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine birçok kitap okudum. Her yazımda kadınların güçlü olmak için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini söyledim. Ve bunu erkeklerden bağımsız bir şekilde yapmaları gerektiğini söyledim. Gerek ekonomik olarak gerek psikolojik olarak kendi kendilerine yetecek düzeye gelmeleri gerektiğini savunuyorum. Bir kadının geleneksel ailede büyümüş olması, babasının, abisinin erkek olma avantajını kullanıp hayatını zindana çevirmesine asla yeterli bir neden olamaz. Bu düzenden kendini kurtarma imkanı olan her kadın kurtulmanın çaresine baksın. Şiddet ile mücadele yollarını kesinlikle her kadın öğrenmeli fiziksel şiddetin izleri gözüküyor lakin psikolojik şiddetin yarattığı çöküntü çok daha ağırdır. Özellikle bu psikolojik şiddet ile baş etmenin yollarını öğrenmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Ataerkil düzende yetişen erkekler kadın cinsini elde edilmesi gereken bir obje olarak görüyor. Kadının duyguları, kişiliği hissettikleri önemli değildir. Önemli olan onun erkeği tatmin etme aracı olarak işlev görmesidir. Ve bu algı şiddetin temel nedenlerinden biridir. Elde edemeyen erkek kadını taciz eder, kadına tecavüz eder, kadına fiziksel-psikolijik şiddet uygular ve üstüne üstlük kendini haklı kadını suçlu bulur.
En yaygın psikolojik şiddet türü de elde edilemeyen kadına "kötü kadın, kötü yola düşmüş kadın" ithamında bulunmaktır. Böylece toplumun çok önemsediği "namus" olgusu ile kadını hedef gösterip aşağılamaya toplum gözünde değersiz kılmaya çalışır. Bütün bu oyunlar yüzyıllardır yapılıyor yapılmaya devam edilecek. Burada kadının kendi değerini koruması gerektiğine inanıyorum. Olası bu şiddet durumlarında da boyun eğen değil, tepki gösteren, öfkelenen ve asla sessiz kalmayan taraf kadın olmalı. Ben bir erkek olarak ataerkil düzen avantajını kullanan her hemcinsimden nefret ediyorum. Kadınların nefretinin büyüklüğünü ise tahmin bile edemiyorum. Umarım daha fazla kadın farkındalık seviyesini arttırır ve daha fazla kadın kendi özgürlüğünü yaşama fırsatını bulabilir.
Bu iç döküşün üzerine ekleyebileceğim farklı bir şey yok Adem Bey, yine çok güzel noktalara değindiniz. Fikirleriniz, desteğiniz, emeğiniz, adalet ve iyilik dolu düşünceleriniz için çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.
Kadın ikinci kez evlenemiyor ama adama hemen evlenmesi söylenir. Adalete bak (!).
Kadının uğradığı şiddeti çok iyi bir şekilde ifade etmişsiniz, emeğinize sağlık. Ben de etkinlik kitaplarıyla ilgili sizinle aynı fikirdeyim. Paylaşılan alıntılar bile beni fazlasıyla üzerken ve sinirlendirirken bastan sona bir kitabı okuyabileceğimi sanmıyorum. Ama "Masallar ve Toplumsal Cinsiyet" kitabını tavsiye ederim. Hem o kitaplar gibi iç karartmıyor hem de insanın ufkunu açıyor. Kitabın pdf halini paylaşmıştım, haberiniz olsun.
Maalesef Medine Hanım, adalet (!)
"Masallar ve Toplumsal Cinsiyet" kitabı alıntılarınızdan sonra ilgimi çekmişti, hemen indirip okuma listeme ekliyorum. Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler.
1 sonraki yanıtı göster
Çok güzel anlatmışsınız duygularıma tercüman oldunuz ve eminim ki okuyan her insan hak verecektir yazılanlara. Hayatımızda bizi biz yapan ailenin ve toplumun önemi çok büyük gelişmiş bir toplum gelişmiş bir devlete dönüşür. Gelişmeye çocuklardan başlamak en önemlisi.Şimdinin çocukları geleceğin yetişkinleri olacaklar çocuklarımıza ‘iyi insanlar’ olabilmeyi aşılamamız gerek. İyi günler dilerim :)
Yorumunuz için teşekkür ederim, dilerim bir gün bunu başarabiliriz. Sevgiler.
Çok gerçekçi bir yazı olmuş 🙏
O kadar güzel ve anlamlı anlatmışsınız ki emeğinize sağlık.tüm kadınlar adına teşekürler 🙏🌼
Ben teşekkür ederim, desteğiniz için. 🌼
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.