Savaşlar Zamanı Geride Kalanların Yaşamı Nasıldır?
.
Savaşı konu alan filmler ve kitaplar genellikle savaşa gidenlere yoğunlaşır. Peki arkada kalanların, halkın durumu nasıldır?
Sayın Dinamo kitabında bu soruya cevap vermeye çalışıyor. Savaş öncesi dönemde ve savaş esnasında insanlarımızın ne zorluklarla yaşadıklarını görüyoruz. Sefalet, açlık, bol çalışma, bitler, hastalıklar ve ölüm... Kitap bu döngü üzerinde tekrar ederken bizlere o dönemin sosyolojik bir analizini çıkarıyor. Tarlaları hızlı ürün versin diye her gün mezbağadan kova kova kan taşıyıp tarlaya döken karakterlere acıyorsunuz. Yine mezbağadan işe yaramadığı için atılan bağırsakları açlık sebebiyle aylarca yediklerinde üzülüyorsunuz. Azimlerine, çalışmalarına karşın sefaletlerinin sürekli artması, ölüm haberlerinin durmadan gelmeye devam etmesi içinize batıyor. Kitap o dönemi, savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu çok iyi bir şekilde anlamamızı sağlıyor. Kitabın bu vasfını çok beğendim ve bu anlamda çok başarılı buldum.
Kitapta bilinçli şekilde kullanılan uydurma dilden ise fazlasıyla rahatsız oldum. Mesela sayın Dinamo "akıl" demekten özellikle kaçınarak sürekli "us" kelimesini "akıl" yerine kullanmaya çalışıyor. "Aklıma şimdi geldi" yerine "Usuma şimdi geldi"gibi cümleler veya "askeri bölge" yerine "askersel erek" gibi tabirler okuma zevkine zarar veriyor. Neyse ki kitapta bu dilin kullanımı yoğun değil yinede okurken ben bir derece rahatsız oldum. Bir diğer dikkatimi çeken ve kısmen rahatsız eden nokta ise kitaptaki iyi karakterlerin mutlak iyi olması oldu. Hatırlarsınız eski Türk filmlerinde de böyledir... Ana karakterimiz ve ailesi müthiş bir çiftçi aynı zamanda çok temiz kalpli, iyi niyetli insanlar. Ayrıca çok iyi kemençe çalıyor, horon oynarken ayaklarını yere vurunca yeri titretiyorlar. Uzak mesafe atışları mı? Tabi ki mükemmel bir avcı ne sandınız? Ateş ederek bir tabaka üzerine tavşan resmi çizecek ve hatta tavşanın bıyıklarını bile yapabilecek kadar iyi nişancı hemde yaaaa. Ayrıca komutanlarının çok sevdiği müthiş asker, herkes arkalarından harbiye okusa harika paşa olurdu diyor. Üstüne üstlük diğer insanların aksine de baya yakışıklı, öyle böyle güçlü değil :D Bu gerçekçi duruyor mu Allah aşkına :) Belkide postmodern çağda olduğumuz için bu karakter yapıları da beni rahatsız etti. Bu über insan tasvirlerinin kitabın gerçekçi yanını gıdıkladığını düşündüm.
Neyse yinede haksızlık etmeyelim, güzel bir eser. Döneme bakış açınızı değiştirecek, sizi etkileyecek bir kitap. Knut Hamsun'un Açlığından önce böyle kitaplar okumamız gerekir. Tavsiyemiz olsun efendim. 
Knut Hamsun 
Açlık
Etimoloji İçerikli Youtube Sayfamıza Göz Atmak İçin ↓
youtube.com/channel/UCf5PEm...
··
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.