Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HAŞHAŞİ = İŞİD = TALİBAN = FETÖ VB = CAHİLLİK, KANDIRILMA
Bu kitap benim için özel bir kitaptır. Sebebi de düzenli okumaya başlarken okuduğum ilk kitap olmasıdır. Ayrıca 2018 yılının aralık ayında okuduğum için üzerinden biraz zaman geçti. Niyetim sadece inceleme yapmak değil. Hafızamın ne kadar şey hatırlayabildiğini görmektir. Tabi o zaman bu kitabı incelemiş olsaydım oldukça basit bir analizden öteye geçemeyecekti. Bunu şu an ki yapacağım incelemenin iddialı olacağını düşünerek söylemiyorum. O zaman sadece 4 kitap okuduğumu eklemiş ve 3 tanesini de geçmiş yıllardakilerden kaydetmiştim. Şu an 199 kitap okuduğum için arada biraz fark olacağı düşüncesindeyim. İncelemeye başlıyorum. SPOİLER İÇERECEK. İncelemeye başlamadan önce bir şeyi ifade etmem gerekiyor. Ben istediğim kitaba, yazara, bel altı benzeri yorumlar yapmadan istediğim şekilde sallarım. Çünkü benim #76430587 var diyor ve klasik girişimle başlıyorum. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili oldukça hafif ve akıcıydı. Kitabı oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Kitabın hikayesine geçmeden bana göre önemli olan kahramanlardan biraz bahsedeceğim. Diğer daha az önem derecesine sahip olan karakterlere satır arasında değinmem yeterili olacaktır. Tahir: Başkarakterimizin adı Tahir'di. Tahir’in dedesi İsmaili tarikatına mensup oldukça sevilen bir adamdı. İsmaili Tarikatının kökeni Şii mezhebinde yer alan 12 imamdan 7.imama denk gelen ve adını İsmail bin Ca’fer es Sadık’tan kişiye dayanır. Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0smai... Derdi dedesinin intikamını almak için Alamut Kalesine girmek ve Hasan Sabbah’ı öldürmektir. Kişilik özelliklerine gelirsem oldukça zeki, kurnaz ve bilgiyi adeta emen bir yapıya sahiptir. Uyanıklık kısımlarına hiç girmiyorum bile. Hasan Sabbah: Meşhur Nizamülmülk, Ömer Hayyam üçlüsünden biridir. İsmaili tarikatına üye olan ve kitapta yer alan kurguya göre Alamut Kalesini komik bir fiyata satın alıp orayı yıkılması, girilmesi neredeyse imkansız bir yere dönüştüren, ileride adını Haşşaşilerin başı olarak duyuracak bir zattır. Karakteristik özelliklerine gelirsem oldukça zeki, kurnaz, ileri görüşlü, dini bilgisi sağlam, gelecekteki planlarına sadık ve planlarının yerine gelmesi için zevklerini dahi önem derecesine göre arkaya atan bir adamdan bahsediyorum. Bu özellikler sıradan bir insanı oldukça tehlikeli birine dönüştürebilirken, Hasan Sabbah’ta bunların olması ve onun mevcut kişiliği, planlarıyla birleşmesiyle beraber onu Bilgisayar oyunlarından fırlamış, ulaşılması zor hatta imkânsız iflah olmaz bir kötüye çeviriyor. Kitapta geçen sakin kişiliği sizi aldatmasın efenim :) Tarihteki bilinen ilk süikast birliği yani meşhur Haşşaşilerin kurucusudur kendisi. Nizamümülk: Meşhur üçlüden biri olan Nizamümülk, dönemin Büyük Selçuklu Devletinin en kudretli veziridir. Meşhur eseri “Siyasetname”’dir. Hasan Sabbah ile aynı dönemde yaşamalarına rağmen ondan oldukça büyük olduğunu anımsıyorum. Gazali’nin öğretilerini çok seven bir vezir olup, sıkı bir siyaset adamıdır. Hasan Sabbah ile arasındaki husumet Hasan Sabbah’ı kurnazlıklarından dolayı bulundukları saraydan attırması üzerinedir. Detaylarını hatırlayamasam da Hasan Sabbah bunun ardından Alamut Kalesini satın alıp, Nizamümülk’ten ve Selçuklular’dan intikam almayı planlamaya başlıyor. Hikayeye ufaktan başlamak istiyorum. Kurguya göre Tahir Alamut Kalesine sızacak bir fırsatını bulup Hasan Sabbah’ı öldürecek. Dedesinin çok sevilmesi etkisiyle Kale’ye sızmakta zorlanmıyor. Köylerine gelen İsmaili Tarikatından bir hocayla din üzerine konuşmalar yapıyor ve ardından ya o hoca ile birlikte ya da onun ardından Kaleye gidiyor. Oldukça hızlı bir şekilde kaleye uyum sağlıyor. Tahir, din( meal, tefsir tabi tarikatın yorumuna göre ) , saldırı, savunma ve birçok ders üzerine eğitim alıyor. Çok hızlı bir şekilde parlaması hocalarının da dikkatini çekerken zaten Tahir’in gelişinden amacını anlamış olan Hasan Sabbah’ın kulağına bu parlak öğrenci yetenekleri çoktan gitmiş oluyor. Tabi ki Tahir dışında da birçok öğrencisi olan bir tarikat burası. Tahir bir dava uğruna buraya gelirken Süleyman, Yusuf ve onun gibi gençler Hasan Sabbah’ın fedaisi olmaya, din uğrunda savaşmaya gelmişlerdir. Çünkü Hasan Sabbah ününü çevre bölgelere oldukça iyi ve sistematik şekilde yaymıştır. Tahir dahil bütün çocuklar aileleri tarafından bilgisiz olarak yetiştirilmiş ve ailelerinin bilinçsiz davranışları yani din noktasındaki cahilliklerini Hasan Sabbah’a göndererek kapatmak istemektedirler. Hasan Sabbah’a gelen çocukların büyük çoğunluğunun ortak özellikleri beyinlerinin adeta veri girilmemiş boş harddiske benzer, cinsiyetlerinin verdiği güç, hırs ve buna benzer duyguları içeren ve Hasan Sabbah’ın istediği gibi manipüle edecek, onları istediği kalıba sokacak fedailere dönüştürecek kişiler olmasıdır. Tabi Hasan Sabbah’ın tarihte bilinen ilk süikast birliğinin başkanı olmasının sebebi sadece bu yontulmamış beyinler değildir. Bu beyinlere bir amaç vermektir. Onları sahte bir amaç yolunda yetiştirmek, istediği gibi kullanmaktır. Bunu da “din” adı altında yapmaktadır. Kalesinde bir tek fedailer ve hocaları yoktur. Ayrıca kalede hocalarının dahi birçoğunun bilmediği gizli geçitler, Kutsal kitaplarda geçen Cennet’i andıran bir bahçeleri vardır. Bu bahçede aslında sıradan kadınlar yaşamaktadır. Büyük çoğunluğu yetim ve kimsesiz çocuklar ya da bir şekilde Hasan Sabbah ya da çalışanları tarafından kandırılıp getirilmiş kişilerdir. Onlar da zevk, sefa, eğlence adı altında kandırılırken din, zerafet, dans, yemek yeme, aşk vb konular üzerine eğitim almaktadırlar. Hasan Sabbah’ın meşhur birbirinden güzel havuzların, akarsuların, meyvelerin ve güzel hurilerin yer aldığı cennet bahçesi böyle özelliklere sahiptir. Fedailerinin davalarına sadık olmalarını en çok bu yolla sağlıyor. Kitapta yer alan bir örnekten biraz bahsetmek istiyorum. Bir gece 3 tane talebe (yani olası fedailer) Hasan Sabbah’ı ziyaret ediyor. Onun öncesinde onu hiç görmemişler ve Hocaları dahi Hasan Sabbah’tan bahsederken Peygamber ya da peygamber vari bir boyuttaki kişiden bahsedermiş gibi övgüler dizerek bahsediyorlar. Talebeler, Hasan Sabbah’ı hiç görmedikleri için bu gizem oldukça büyük bir merak uyandırıyor. Göz önünde olsa bu adam bu kadar etkisi olmazdı. Gizem, talebelerin arzularını, meraklarını kamçılıyor. Hasan Sabbah, daha önceki yaşamından öğrendiği bir kimya karışımı ile bir hap yapmış. Hap bildiğimiz uyuşturucudan farksız. Hasan Sabbah, talebeleriyle tanıştıktan sonra onları kıvama getirmek ve ölümüne sadık fedailere dönüştürmek için öncesinde yaptığı konuşmada onlara Peygamber olduğunu ve Cennet’in kapısının anahtarının elinde olduğunu söylüyor. O 3 Talebeden biri olan ve yakından tanıdığımız Tahir bunu yemiyor ama davası gereği sesini de çıkarmıyor. Hapı yutuyorlar ve ardından Abra Kadabra Cennetteler :) Tabi onlar buraya nasıl geldiklerini bilmiyorlar. Hasan Sabbah’ın hadım edilmiş ve kadınların arasına bu şekilde girip çıkan yardımcıları onları taşıyıp sahte Cennet’e götürüyorlar. Uyanıyorlar ve bir de ne görsünler yarı çıplak huriler, ömürlerinde görmedikleri güzellikte yeşillikli bahçeler, meyveler, havuzlar. Tahir, Süleyman ve Yusuf üçlüsü birbirilerinden farklı yerlerde uyanırken gördükleri ortak şey bunlardır. Tabi bu sıradan bir baştan çıkarma olayı değildir. En azından Tahir için öyle değildir. Yukarıda da dediğim gibi Tahir talebelerin en uyanığıdır ve kandırılması çok zordur. Din derslerini oldukça iyi dinlediği için kadınların büyüsüne kapılmadan önce onları sorguya çekmeye başlıyor. Din bilgilerini ölçüyor. Cennetteki hurilerin mükemmel bir din birikimine sahip olmaları gerektiğini önceden öğrenmiştir. Diğer ikisi zaten hurileri görünce direkt olarak kıvama geliyor. Bu Tahir oldukça uğraş verilmesine rağmen zorla ikna ediliyor. Hatta bahçede gezerken neredeyse kapılardan birinden geçip oyunu bozacaktır. Oradaki kadınların başı o kapıyı "araf" diyerek niteliyor ve vazgeçiriyor diye hatırlıyorum. Diğer ikisinden Süleyman adlı talabe sanırım giderken hurilerden birinin bileziğini cebine atıyor. Derdi geri dönünce öteki talebelere hava atmaktır. Bu üçü bu deneyimi dönünce ballandıra ballandıra anlatıyor ve talebelerin bağlılıkları artıyor. Hatta bu bilezik sahibi kız son anda Hasan Sabbah tarafından öldürülmekten kızların başı olan Zeynep tarafından ikna ediliyor. Umarım ismi doğru hatırlıyorumdur. Fedailerini korkusuz bir suikastçiye, kendisi için gerekirse ölümü göze alacak piyonlara dönüştürme yolunda en büyük adımı atmış oluyor. Öyle ya, onlara sahte cenneti gerçek bir cennet olarak yuttururken talebeler arasında kendini Peygamber olarak tanıtmayı da başarmıştır. Tahir dahi bunu yediyse diğer talebeler ne yapsın? Zaten boş harddisklerle gelmişler. Doldurulan veriler de bunlardan ibaret olunca fedai olmaktan başka bir yolları da kalmıyor. Ya bu zorlu yolda pes edecekler ki pes edenler bir şekilde ölüyor ya da öldürülüyordu diye hatırlıyorum. Ya da fedai olacaklar. Bu olaylar olurken Selçuklular, birgün Alamut Kalesine baskın düzenlerler. Kale, dağ etiğine inşa edildiği için ve surlarının güçlü olması sebebiyle neredeyse aşılması imkansız bir yapıdır. Selçukluların komutanları mı elçileri mi kaleye davet edilir. Hasan Sabbah, onlara kendi fedailerinin onun için ölecekleri direkt olarak gösteren bir şov yapar. Benim için ölün diyor ve Yusuf ile Süleyman kalplerine direkt hançerleri saplıyorlar. Zihinlerinde sadece o cennet ve huriler varken kendilerini öldürüyorlar. Düşünebiliyor musunuz davalarına olan bağlılıklarını? Selçuklulara bakın, fedailerim böyle askerlerken şansınız yok, geri çekilin mesajı veriyor. Kaleyi alamadan geri dönüyorlar. Öncesinde Hasan Sabbah Tahir’i Nizamümülk’ü öldürmek için gönderiyor. Gazali’nin öğrencisi olarak yanına sızan Tahir, fırsattan istifade ederek çenesinin altına zehirli bıçağı sokup bırakıyor. Tahir’in üzerine atlayan askerleri Nizammülk durduruyor ve durumu anlatmasını istiyor. Tahir anlatıyor. Nizammülk, Hasan Sabbah’ın nasıl bir karaktere sahip olduğunu ve planlarını anlatıyor. Tahir yaptığından büyük pişmanlık duyuyor. Nizammülk onu salın diyor ve Tahir’e söz verdiriyor. Hasan’ı öldürmesini istiyor. O yoldayken Nizammülk ölüyor. Kaleye dönen Tahir’in haberini alan Hasan Sabbah duruma uyanıyor ve Tahir’i bir kez daha manipüle ediyor ve kaleden uzaklaştırıyor. Daha da detay vermem mümkün ama Hasan Sabbah’ın günümüze yansımalarını ve benzerliklerine biraz değinmek istiyorum. İŞİD: Dibimizde oluşan bu terör örgütü, emperyal güçler tarafından finanse edilirken Haşşaşilerle ortak öğretilere sahiptirler. “Din” adı altında Kur’an’ın ayetlerini amaçlarına uygun yorumlayarak ve biraz da göz boyama ( para, köle, kaçırılan kadın, uyuşturucu )’nın da etkisiyle istedikleri gibi askerler oluşturuyorlar. Türkiye’den dahi bu İşid’e sahte din tüccarları, şeyhler, tarikatlar aracılığıyla insanları kandırıp götürmüşlerdir. Bu örgüt o kadar organize işler yürütmüştür ki avrupa’da sosyal mecra aracılığıyla militan toplayıp Suriye’ye gelmelerini sağlamışlardır. Bazısı din benzeri emellerle kandırılırken bazısı heyecan arıyorum diyerek bu örgüte katılmıştır. Epey başımızı ağrıtan bu örgüt şüphesiz Haşhaşilerin bir kopyasıdır. Örnekler çoğaltılabilir. Taliban bundan farksızdır. Ayrıca illa süikast birliği de kurulmasına gerek yok. Orta Çağ’da Papazlar din adı altında cennetten arsa satıp halkı kandırıyorlardı. Örneğin şu kadın mükemmel bir dolandırıcıdır. Ben diyor Hz.Süleyman’ın kızıyım. Halkı tam 13 milyon lira dolandırıyor. Eski parayla tam 13 trilyon vuruyor 13 trilyon. Düşünebiliyor musunuz? haberler.com/hz-suleyman-in-... Bu kadın sıradan bir örnektir. Ülkedeki tarikatları çoğumuz biliyoruz. Sokaklar uzunluğunda araba konvoyları, el öpme sırasına giren taraftarları var. Yav kardeşim şeyhleri ben mübarek bir zatım diyerek ve taraftarları sorgulamadan kadın erkek demeden adamla cinsel birliktelik yaşıyormuş.
İsmail Saymaz
İsmail Saymaz
‘ın
Şehvetiye Tarikatı
Şehvetiye Tarikatı
kitabında yer alan olayları biliyor musunuz? Kitabı okumadım ama birkaç kez olayların bazı detaylarını videolarda kendisinden dinledim. Aklım almıyor abi. Bu kadar insanın hiç mi kafası çalışmıyor diyorsunuz? Bu hangi din kardeşim? Şeyhleri de bir kenara bırakalım. Güya dindar denilerek ülkenin her bir kadrosu, ösym bürosu, askeriyesi, üniversiteleri “FETO”’ya teslim edilmedi mi? Bu adamların yaptığının Hasan Sabbah’ın yaptığından ne farkı var? Ha akıllandık mı? Asla. Halen tarikatlara, şeyhlere kadrolar teslim ediliyor. Taraftarları halen peşlerinde dolanıyor. Akıllanmayacağız değil mi? Her sakallı, şalvarlı, ağzında ayet olanı dinine bağlı müslüman, her Atatürkçüyüm, solcuyum vb diyeni sorgulamadan benimsemeye devam mı edeceğiz? Eğer böyle devam edersek örgüt adları değişir ama bizim kaderimiz değişmez. Kafamız değişmedikten sonra “FETÖ” gider, “ÇETÖ” gelir, o gider “sadsadsadsada” gelir ne fark eder? Kimliğiniz, dininiz, ırkınız vs umrumda değil. Size her sunulan direkt olarak sorgulamadan benimsemişsek, benimsiyorsak, benimseyeceksek kusura bakmayın ama ülke 1 adım ileri gidemez. Din dışında birçok farklı şeyle kandırılabiliriz. Uyanık olmaya çalışalım. Her bilgiye atlamayalım, her gidenin arkasından gitmeyelim. Bir dakika kardeşim ne oluyor, amaçları nedir vb soruları sormaya gayret edelim. Bu uzun incelemeyi sonuna kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim. Kitabı da herkese öneriyorum. İyi okumalar dilerim.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
··
509 görüntüleme
Serhat okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık beyefendi. Ayrıca Nietszche'in sıkı bir Schopenhauer okuyucusu olduğunu ve bazı görüşlerinde onun etkisinde kaldığı noktasına dikkat çekmeniz gerçekten iyi bir tespit olmuş. Başarılarınızın devamını dilerim.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Ben de Bill Gates'in hackleme üzerine verdiği kısımları okumanızdan memnun olurken Freud'un bilinç altı için yaptığı yoruma dikkat çekmeni oldukça ilginç ve güzel. Ben de size gözlük tavsiye ediyorum. Belli ki okumakta güçlük çekiyorsunuz
1 sonraki yanıtı göster
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Notumu aldım ve müsait bir zamanda okuyacağım.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi Alamut
; Benim de severek okuduğum ve yorumladığım bir başeserdir . İncelemen ve vermiş olduğun emeklerin için şimdiden teşekkür ederim.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Umarım beğenirsin abi. Beğenmesen dahi en kötü eksiklik, önerileri belirtirsen dahi çok sevirinirim. Rica ederim :)
2 sonraki yanıtı göster
KitapSs okurunun profil resmi
10 sayfa kitap okuyup uyuyim dedim bu gece, sağ olun siz bu sonu gelmeyen inceleme ile giderdiniz boşluğu. Kitabı okuyup bilmeme rağmen hiç sezdirmeden isimlerini hatırlamadığınız kahramanları geçseydiniz, gerçek isimlerin o olduğuna ben bile inanacaktım. Kesinlikle çok başarılı bir inceleme, kitaptan cok etkilenmiştim, kendi incelemem ile kıyaslayınca 'sileyim mi acaba kendimkini' diye düşünmedim de değil hani😂😂 Ama tabiki silmeyeceğim ve sizi bu şekilde kutluyorum. 👏😇
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
İsimler konusunda karıştığım kişi ya da kişisel gerçekten olmuş. En azından bir tanesinden eminim. Kadınların başı Meryem olması gerekirken ben incelemede Zeynep demişim. Neyse orada yanlış hatırlamıyorsam diye belirtmişim😃 Beğenmenize sevindim. Yorumunuz için teşekkür ederim :)
1 sonraki yanıtı göster
Lina okurunun profil resmi
İncelemenizi ilgiyle okudum. Ben de aynı şekilde iki yıl önce bu kitabı okumuştum. Başta polisiye-tarih gibi dursa da kitabı okudukça sorgulamaya yol açan derin bir felsefeyle karşılaşıyoruz. Kitapta benim en çok ilgimi çeken detay şu oldu: Hasan Sabbah'a yaptıklarının doğruluğu sorulduğunda, " insanlar ikiye ayrılır. Birincisi: huzurunu bırakma pahasına da olsa gerçeklerle yaşamayı tercih edenler. Ki bunlar geri kalanı yönetenlerdir. İkincisi: bir hayale inandırılma pahasına da olsa mutlu yaşamak isteyenlerdir. Bu da çoğunluğu oluşturan gurup olup yönetilmeye mahkumdurlar. İşte ben de onlara istediklerini veriyorum. Cennete inandırıp kısıtlı yaşamlarını mutlu geçirmelerini sağlıyorum." Demiştir. Tabi bu felsefesi tartışılmakla beraber doğru yanlarını da görmek gerek. Sonuç olarak herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İncelemeniz için elinize sağlık:)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
İncelemede de ifade ettiğim gibi eğer ilk okuduğum zaman bu kitabı incelemiş olsam çok kısa bir inceleme olurdu. Ayrıca kitaba 7 vermişim. Bugün inceledikten sonra kitabın asıl değerini, mesajını anlayıp 10 puan olarak güncelledim. Cidden bu kitap sadece bir roman olarak değerlendirilemez. Bu bir manipülasyon baş yapıtıdır. İncelemeyi beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim :)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
4 gündür başlık Haşşişi'ymiş. Kimsede demiyor ki Haşşişi nedir? Sümerlilerin krallarından biri mi? Vay anasını sayın seyirciler
❥Parpali ✿ GD ✿ okurunun profil resmi
Bernard Lewis'in Alamut kalesi kitabını okuduğum için bu kitabı okuma gereği görmüyordum lakin sayende okumaya karar verdim. Bu sitede incelemelerini merakla okuduğum nadir kişilerdensin. Tek sıkıntı incelemelerin çok uzun oluyor 😂
Şehvetiye Tarikatı
Şehvetiye Tarikatı
kitabını okumamışsın, hiç yakıştıramadım 😊 en kisa zamanda onu da okuyup inceleme yapmanı bekliyorum.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
O kitap listemde vardı sanırım. Bir gün okurum umarım. Öneri ve yorum için teşekkür ederim :)
Mrs. C.S.K. okurunun profil resmi
Şimdi, sen hafızanı yoklayacaksın diye, ben neden kitabı yeniden okumuş, hatta karakter analizleriyle birlikte okumuş oldum ya? Ama fetö'ye, ışid'e ve güncel dolandırıcılıklara değinmen bizden bir artı aldı elbette. Fetöcü olmayan da makarnacı ve koyun oluyor ne yapacaksın... Sana incelemenin hatırlattığı bir link bırakıyorum hemen wp'tan. Ve şey tabii, emeğine sağlık Bilal Kardeşcim.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
"Kimliğiniz, dininiz, ırkınız vs umrumda değil. Size her sunulan direkt olarak sorgulamadan benimsemişsek, benimsiyorsak, benimseyeceksek kusura bakmayın ama ülke 1 adım ileri gidemez. Din dışında birçok farklı şeyle kandırılabiliriz. Uyanık olmaya çalışalım. Her bilgiye atlamayalım, her gidenin arkasından gitmeyelim. Bir dakika kardeşim ne oluyor, amaçları nedir vb soruları sormaya gayret edelim." diyerek her türlü koyun olayına değinmişim aslında. Rica ederim Cansu
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.