Ah Yunus...Bizim Yunus... Derviş Yunus... İskender Pala’nın kıymetli kaleminden Yunus’un Yunus Emre olma yolculuğunu tadı yüreğimde kalarak okudum. Yağız bir Anadolu delikanlısının, bu toprakların en çetin girdaplardan geçtiği bir dönemde gönlünü hem dünyevi hem uhrevi yangınlara salıp, hem serden hem Leylâ’dan hem evlattan geçerek Hakiki Yâr olan Mevlâ’ya ulaşmasına yüzyıllar sonra şahitlik etmek, hem hayranlık uyandıran hem de insanın hem gönlünde hem de ruhunda aynı devinimleri, aynı yangınları hissettirip sonra selamet ve dinginlik sahiline ulaştıran bir hissiyattı. Romanın her bir satırını okurken Yunus’un yangınına, enginine, içindeki cevheri keşfedip büründüğü tevazu sebebiyle şereflendirildiği makama, yüreğindeki alevin dilinde açtırdığı çiçeklerle ummadığı coğrafyaları bile ısıtmasına ve onları ilahi renklere boyamasına kaptırıyorsunuz kendinizi. En zor vedalaştığım kitaplardan biri oldu, keşke daha önce okusaydım dedim ama ancak vakti gelmiş demek ki. Gönül yolculuklarını sevenlerdenseniz ve Yunus Emre’yi roman ve şiir harmanında hem de aşk tadında tanımak isterseniz mutlaka okuyun.

Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202242bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Feyza