Gönderi

Çelopek Toplama Kampı
1992 yılı Boşnak kadınlarını yalnız ve çaresiz bir şekilde yakalamıştı. Kocalan ve oğulları ya tcplama kamplarına gönderilmiş ya da öldürülmüştü. Bu cefakeş kadınları koruyacak ne  bir ordu. ne bir polis, ne de bir devlet vardı. Tamamen suçluların merhametine terk edilmişlerdi. O sabah. esir tutuldukları yerde, gözyaşları içinde inliyordu Meyra. Bütün gece yarı uyur yarı uyanık, orada öylece oturmuştu. Allak bullak olmuş zihni hep tek bir şeyle, hunharca katledilen ailesiyle meşguldü. Diba da yeni başlayan günü korku dolu gözlerle karşılamıştı. Odanın bir köşesine sinmiş. yaşadıklarının dehşeti için de sabaha kadar sessizce ağlamıştı. Diba susuzluktan kurumuş dudaklarım diliyle ıslatmaya çalışırken. ürkek ve acıklı bakışlarla ablası Meyraya bakıp. “Düşünüyorum da.“ dedi boğuk bir sesle. "En iyisi bizi de öldürsünler. Bu acı bitsin. Acılarımızı daha fazla kullanamasınlar!’ Meyra bu sözleri duyunca hıçkırarak ağlamaya başladı. "Şimdi.“ dedi güçlükle hıçkırıkların arasında , "biri gelip beni öldürmek isterse hiçbir şey hissetmem. O geceden beri bütün hislerim öldü çünkü. Bir anda her şey kayboldu. Anlamsızlaştı kanayan yüreğimde. "
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.