Merhaba sevgili okur, Amin Maalouf’tan okuduğum ilk eser olan Semerkant ile geldim. Semerkant’ı severek okuyacağımı tahmin ediyordum ve beklentimi karşılayan, keyifli bir okuma deneyimi yaşadım.Yazarın üslubuna hayran kaldım. • Kitap içerisinde de bahsedildiği gibi “Üç özel kahramanı vardır Semerkant’ın, dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam, o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah.” • Kitap dört bölümden oluşuyor. İlk iki bölümün kahramanları ile Semerkant’a gidiyoruz. Son iki bölümde ise bin yıl sonrasına, rejim değiştirme sancıları yaşayan İran’a yolculuk yapıyoruz. • Yazar İran ve Semerkant’ı sanki bir birey, bir insanmış gibi tasvir ediyor, şehirlere karakter tahlili yapıyor, adeta şehirlerin ruhunu hissediyorsunuz. • Tarihi kurgu okumayı genel olarak çok severim, bu kitapta da Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam hakkındaki kısımları büyülenmiş bir şekilde okudum. Kitap içerisinde anlatılan hikayeler ve Ömer Hayyam’dan alınan Rubailer okumaya ayrı bit keyif kattı. • Kitabın sonunda, heyecanla okuduğum bu konu nasıl oldu da buraya bağlandı diye şaşırdım. Rubailer’in akıbeti ise en çok kalbimi kıran kısım oldu. Herkese tavsiye ederim efenim, puanım 10/10. • Gerçek sözleri hoşuna gidecek sözlereye yeğliyordu… • Sözler, ister iyi, ister kem olsunlar, oklara benzerler; sürüyle atarsın içlerinden biri hedefi vurur. • Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. • Gözlerini, kulaklarını ve dilini korumak istiyorsan, gözlerin, kulakların ve bir dilin olduğunu unut. • Geçip gidiyor o asude gençlik çağı Unutmak için dikiyorum kafama şarabı. Acı mı geldi? Böylesi gider hoşuma Ömrümün ağızda bıraktığı tat da acı. Ömer Hayyam

SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062,1bin okunma

·

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hilal