Gönderi

147 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Herkese Merhaba, Altmış yıl önce buyukkannesi ve büyükbabasi Ürgüp'ten göçmek zorunda kalan Dimitrios Katsikas'un amacı anneannesinin hasret kaldığı, sürekli anlattığı bu toprakları yakından tanımaktı. Nereden bilebilirdi ki Anadolu halkı onu sarıp sarmalasin, en içten anılarını anlatsın ve sonunda Larisa ile Ürgüp'ün girişine kardeş şehir levhası diktirecek kadar önemli bir görevde başrol oynasin.? Dimitrios Ürgüp'e ayak bastı, mantı yeme istegi, onu Aziz Baba'yla tanıştırdı. Aziz Baba ona evini açtı, babası Mustafa Güzelgöz de kalbini... Yaşamış , heykelleri dikilmiş , gerçek bir efsane olan Eşekli Kütüphanecinin hikayesini biraz açmak istiyorum... Ürgüp'te bir kitaplık var ama insanlar kitap okumuyordu. Okusunlar diye görevlendirilen insanlarda da çaba yoktu. Mustafa Güzelgöz, 1944'te bu işe ataninca, Kaymakam'in isteği üzerine kasabanın gençlerini toplayıp biraz ayaktopu çalıştırdı. Ama kimsenin kitaplığa gelmemesi onu çok üzüyordu. "Madem yurttaslar kitaplığa gelmiyor, ben gitmeliyim " dedi. Önce ayaktopuna aldığı gençleri okutmakla başladı. Sonra ortaokul ve ilkokul öğrencilerine yöneldi. Okuyanları ödüllendirdi, yarışmalar düzenledi. Ama onun asıl derdi köylülerdi. Uğraşıp didindi, Ankara'yı defalarca yol etti, makam odalarında ağladı. Sonunda sekiz köye kitaplık açtı. Kapatılan Halkevlerinin kitaplarını kurtardı. Köylerde ahir yapılan eski Halkodalarini kitaplığa dönüştürdü. Kitaplığa kadınların da gelmesi için köylülerle konuştu. Tatil olan salı günlerini kadınlara ayırdı. Sonra daha çok gelmeleri için dikiş makineleri sağladı, beşikler koydu, hali tezgahlari kurdu. Ülkenin kalkınması için halkın önce okuması sonra üretmesi gerektiğinin farkındaydı. Bunlarla yetinmedi, köylerde spor kulüpleri kurdu. Köylülere eğitici/öğretici filmler gösterdi. Onlarda kooperatifçilik sevgisini uyandırdı. Üzüm, elma, patates gibi ürünlerin daha iyi değerlendirilmesi için satış girişimleri uyguladı. Köylerde şarap üretimine başladı. "Üzümü üzüm olarak satarsaniz iki, şarap olarak satarsaniz yüz iki kazanırsınız, kafanızı kitap okuyarak işletin" dedi. Halka bağcılık kitapları okuttu. Köylülere her alanda rehber olmaya başladı. Bölge kalkınma lideri seçildi. Ama hâlâ kitap ulaştıramadıgi köyler vardı. Bunun için eşekleri kullanmaya karar verdi. Önce iki sandık yaptırıp bunları bir eşeğe yükledi. İlk olarak kitaplık yaptıramadigi köylere gitti. Her eşek ikiyüz kitap taşıyacak şekilde düştü yollara. On beş gün arayla uğradı , okudukları kitapları topladı, yenilerini verdi, deftere not aldi. Çocuklarda okuma sevgisi uyandırmak için resimli kitaplara öncelik verdi. Kültür açlığı çeken insanlara yardımcı olabilmek için durumu iyi olanlardan yardım sağladı. Jeep yok, otomobil yok, otobüs yok, bütçede bolca para yok... Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan Ürgüplülere ulaştı, kitap istedi. Tahsin Ağa Kitaplığına postadan kitap yağdı. Onun başarısı gençlere ilham oldu. Kütüphanecilik okuyan gençler gelip onun deneyiminden faydalandı. Mustafa Güzelgöz'ün bu başarısı , aydınlığın dostu insanlarda sevinç uyandirirken , karanlığı besleyenlerin öfkesini kabarttı. Nitekim bir müfettiş geldi ve onu emekli olmaya zorladı. 50'li yaşlarında emekli oldu...) Peki ya sonra ? Dimitrios Katsikas, eşekli kütüphanecinin bu hikayesini dinledi, notlar aldı, buradaki insanlarla kan kardeş oldu, can kardeş oldu... Yetmedi, yetinemedi... Larisa ve Ürgüp'ün kardeş olmasını istedi... Bu amaç doğrultusunda karşılaştığı zorluklar, yaşadığı maceralar, hissettiği acılar... Fakir BAYKURT'un hasta yatağında son düzenlemelerini yaptığı bu şahane eseri herkesin, özellikle gençlerin okumasını tavsiye ederim. Benim için ölmeden önce okunması gereken kitaplar arasında yerini aldı.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli Kütüphaneci
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 201013 okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.