Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
"Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm." Bütün kitabı özetleyen bu cümleyi okuyunca kendi nankörlüğümle yüzleştim. Sağlıklı bir bedenin insanı nasıl şanslı hale getirdiğini anlamıyoruz. Bu kitapta da öyle şeylerden bahsetmiş ki en azından benim için anlamamak artık mümkün değil. Kitaptaki hasta genç karakterini onunla özdeşleşerek adeta birlikte yaşıyorsunuz. Onun gittiği doktorlara birlikte gidip annesine konuşurken onun ağızından konuşuyorsunuz. İçim ezildi kitabı okurken. Zaten Peyami Safa nın öyle müthiş cümleleri var ki o cümlelerde kaybolmamak mümkün değil. Tanpınar bu kitap için "acının ve ıstırabın yegane kitabı" demiş o kadar doğru ki. Hep ruhsal bir ıstırap okudum kitaplarda şimdiye kadar ama bu kitapta hem fiziksel hem ruhsal ıstırabı adeta yaşayarak okudum. Tüm bunların yanı sıra bahsetmek istediğim bir mevzu daha var ki beni hem şaşırtıyor hem de üzüyor. Türk Edebiyatı klasiklerini okumayı çok seviyorum çünkü bir yandan dönemin tarihi dokusunu öğrenirken bir yandan da kitap okuma zevkimin doruğuna varıyorum. Ancak şöyle bir durum söz konusu ki ne zaman Türk Edebiyatından bir" roman " okusam o kitapta mutlaka aşk teması da yer alıyor. Belki yeteri kadar okumadığımdandır ama dediğim gibi her zaman bununla karşılaşmak Türk Edebiyatına karşı hevesimi yitirmeme sebep oluyor. Yine de Türk Edebiyatı benim için vazgeçilmez bir" hazine".
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022103,1bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.