Gönderi

170 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yazdığım diğer 'inceleme'ler gibi bu da yalnızca kitaptan bana kalan hissiyatı yansıtabilme ve okumaya teşvik edebilme amacından öteye bir çaba olmayacak, bunun üstünde bir yetkinlikte göremem kendimi. Bu kısa uyarıdan sonra devam ediyorum. Kısaca kitabın özelliğine değinmek gerekirse, alegorik öykü ("Alegori; bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme sanatıdır. Soyut bir düşünceyi heykel ya da resim ile göstermek, örneğin adalet düşüncesinin gözü bağlı ve elinde terazi bulunan bir kadınla (Themis) anlatılması gibi.") alanında İslam düşünürleri içinde eseri en çok benimsenmiş ve dünyada da yankı uyandırmış olanını bulunduruyorsunuz elinizde. Bununla birlikte alegorik öykü yazımından etkilenerek bu alandaki ilk İslami örneği ortaya koyan İbn Sina'nın Hay bin Yakzan'ı ile, O'nun esinlendiği bir Yunan öyküsü olan Absal ve Salaman da bu kitapta sıralanmış bulunmakta. İbn Tufeyl'in eserine yani asıl kitaba geçmeden evvel de yine İbn Sina'dan esinlenerek yazılmış bir iki kısa öyküye daha yer verilmiş İslam düşünürlerine ait olan. Bu haliyle hem bu yoğun anlatıma bir hazırlık yapmış hem de üzerine çok defa yazılmış bu alanın önemini ve güzelliğini tekraren kavramış oluyorsunuz. Buna binaen İbn Tufeyl'in bu harikasından esinlenip esinlenmediği tartışılan çeşitli Avrupalı yazar, filozofların eserlerinden de bahsedildikten sonra asıl hikayeye 66.sayfadan itibaren başlayabilirsiniz. İlahi emirden habersiz, insan türünden habersiz bir insanın düşünme, gözlemleme, araştırma yollarını kullanarak nasıl Tanrı Bilgisi'ne eriştiğini, bunun yanında ilahi emir sayesinde doğru yolu bulan insanın ölmeden önce ölerek yahut, açık anlamlara yoğunlaşıp hayatını böyle bir doğrultuda, yanlışa sapmadan ilerleterek, öldüğü vakit Tanrı Bilgisi'ne ermesi şeklinde 3 farklı yolu ve sonuçlarını betimleyen muhteşem bir öykü. Tasavvufa mesafeli duran biri olarak bu üçüncü yolda olduğumu, ilk iki yolun da himetlerinin neler olduğunu, eski İslam düşünürlerinin astronomiye neden bu kadar ilgi duyduklarını, İslam felsefesinin içinde barındırdığı o harika gizemleri keşfettiğim, tasavvuf ilmini bir nebze daha anlayabildiğim ve önyargımı yıkabildiğim için son derece beğendiğim bir kitap oldu. Mutlaka önerimdir. *SPOILER- SPOILER- SPOILER-SPOILER* Bu kısmı yazdıktan sonra açıkça kitabı özetlediğimi fark ettim ama silmeye de gönlüm razı olmadı. Gerçi zaten bilmediğiniz bir hikayeyi okumayacaksınız ama yine de burayı ayrı tutmakta yarar var. Keyifli okumalar dilerim. Kendisinden başka hiçbir insanın bulunmadığı ıssız bir adada yaşam öyküsü başlayan Hay'ın yaratılışında donandığı yetenekleri, merakı, hikmeti görebilme kabiliyetini kullanarak(her insana nasip olmayacağını akılda tutmalıyız) varlığını anlamlandırabilme, çevresinde olup biteni algılayabilme, ne olduğunu, neden olduğunu, ne için olduğunu araştırışı, vardığı her bir yeni sonucu, bilgiyi takip ederek gözlemlerini daha da ileriye götürerek, tefekküründe istikrarla devam ederek sonunda bu düşünüş ve gözlemleme ile fenafillah makamına ulaşmasının hikayesini okuyoruz. Hay bu ulaştığı yetkinliğin sonrasında, doğru yola Tanrı'nın gönderdiği Son Elçi'nin tebliği ile kavuşan Absal'ın, bu bilgisini derinleştirme çabası içinde yalnız kalmayı tercih etmesi üzerine o adaya gitmesiyle ilk defa kendi türünden bir varlıkla karşılaşıyor, konuşmayı,iletişimi öğreniyor. Absal ulaşmak istediği yerde olduğunu gördüğü Hay'a tabi olarak orada yaşamaya devam etmek istese de Hay ulaştığı tüm bu gerçekleri diğer insanlara da açıklamak isteğiyle yanıp tutuştuğu için Absal'ın geldiği topluma birlikte yeniden dönüyorlar. Uzun çabalar sonucu zaten ilahi mesajı kabul etmiş ve yaşamlarını o kadarıyla sürdüren halkın daha fazlasını kabul edemediğini, çünkü yaratılışlarında o yeteneğin olmadığını, algılarının sınırlarının, becerilerinin son noktasının İlahi Emir'e uyabilecek kadar olduğunu ve Hay'ın ölmeden ulaştığı müşahedeye erişebilmek için kendilerine ulaşan bu bilginin gerektirdiklerini yaparak ölümü beklemelerinin, ölümden sonra o gerçeklikle yüzleşmelerinin, imanlarının devamlılığı ve sağlam kalması açısından daha doğru olduğunu anlayıp bu çabasına bir son veriyor. Kendi adalarına dönerek kendi becerilerine göre ilerledikleri yolda ölünceye kadar hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,749 okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.