Gönderi

Koç yiğitler, cins atlara bütün binip gittiler. Heves dolu, ümit dolu, ülkü dolu hurçları. Karıştılar Üçler ile Yediler'e, Kırklar'a Ağıtlarda, destanlarda, romanlarda kaldılar. Zül saydılar el bağlayıp gerilerde durmayı "Onbin" gidip, "bir" dönmeyen tümenlerde kaldılar. Sineleri gök kurşunla doldurulan yiğitler.. Kanlarıyla tuğralanan fermanlarda kaldılar. Genç göğüsler "vatan" diye düşerlerken toprağa Şom ağızlar, hayretlerde, gümanlarda kaldılar. Can verenler cennet içre kanatlanıp uçtular... Sağ kalanlar, çakallarla ormanlarda kaldılar. Devşirilip çer-çöp, saman, hastalıklı tohumlar... Kalbur üstü nur tâneler harmanlarda kaldılar. Hergün mazlum bacalardan Arş'a doğru yükselen Kıvrım kıvrım alevlerde, dumanlarda kaldılar. Yelkenleri bölük-pörçük, süvârisiz gemiler... Hiç yolcusu bulunmayan limanlarda kaldılar. Rûhumuza Mâverâ'dan gizli sesler getiren Fırtınalar... "gönül" denen ummanlarda kaldılar. Mürüvvetli zamanlardan gelmişlerdi bu güne, Yadırganıp yine aynı zamanlarda kaldılar.
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.