Merhaba sevgili okur,
Bu ay hiç Türk edebiyatından bir eser okumadığımı fark ettim ve elim hemen Sabahattin Ali’ye gitti. İç güdülerim beni yine yanıltmadı ve şahane bir eser okumuş oldum.
•
Kitap oldukça sarsıcı öykülerden ve üç perdelik oyundan oluşuyor.İlk defa bir oyun okudum ve Esirler isimli oyunun hiç tahmin etmediğim bir konusu vardı.
•
Her Sabahattin Ali öyküsü okuyuşumda kendimi, hayatı ve insanları sorgularken buluyorum. Kısacık öykülere dünyaları sığdırmak da çok başka bir maharet doğrusu.
•
Bir Şaka, Duvar, Apartman, Sıcak Su, Ses, Arabalar Beş Kuruşa gibi öyküler, insanlar bu kadar kötü olmayı nasıl başarıyor dedirtecek türdendi. Öykülerin büyük çoğunluğu okurlarını derinden etkiliyor.
•
Severek, etkilenerek,kalbim kırıla kırıla okudum. Yine şahane bir eser sunmuş bize canım Sabahattin Ali. Puanım:10/10 efenim. Herkese tavsiye ederim. Mutlaka Sabahattin Ali’nin insan sorgulamalarını tanıyın derim.
•
Bir kere kapadı kalbini bir daha açmıyor.
•
Ben başkalarına taze hayat ve taze kuvvet vermeye kalkarken bunlara herkesten çok kendimin muhtaç olduğumu unutmuşum.
•
Bütün hayatını bir şey istemekle geçirmek fakat istediği şeyin ne olduğunu kendisi de bilmemek ne kadar tahammül edilmez şey bilseniz...
•
Eğer arzularımızı imkanların terazisinde tartmazsak her giriştiğimiz işte kârımız bir muvaffakiyetsizlik olur.
•
Dünyada kuvvetlinin ve zayıfın, akıllının ve budalanın, faziletli olanın ve sefilin aynı derecede malik olduğu bir hak vardır: Yaşamak hakkı!… Hiçbir meziyet, hiçbir kuvvet bu hakkı birinden alıp diğerine vermek salâhiyetinde değildir.
•
Felaket, nedense, başkalarında olduğu zaman bile bizi yanından kaçırıyor.