Jules Verne'den okuduğum ikinci kitap. İsviçre malum saatleri, ve çakıları ile ünlü bir ülke. İsviçrenin Cenevre şehrinde bu ülkedeki en iyi saatçi ustası Zacharius usta. Zacharius usta öyle yaşlı ki yaşını tahmin etmek bile imkansız. Saatler konusunda saat maşasını icat ederek bilim tarihine geçmiş, saatleri bir düzene sokmuş, hassas bir şekilde çalışmalarını başarmış bir saatçi. Öylesine kusursuz saatler yapıyor ki ünü Almanya'dan Fransa'ya tüm Avrupa'ya yayılmış. Bütün bu başarılarının verdiği egoyla Zacharius usta gün geliyor kibrin cisimleşmiş haline dönüşüyor. "Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, Zacharius usta da zamanı yarattı" diyecek kadar küstahlaşıyor. Ama gel gör ki günün birinde yaptığı saatler peş peşe bozulmaya başlıyor. İnsanlar, dünyanın en iyi ustasının yaptığı en iyi saat diye aldıkları saatler bozulunca haklı olarak soluğu Zacharius ustanın kapısında alıyor ve saatleri iade ediyorlar. Bozulan saatleri açıyor, inceliyor ama bir türlü onları bozan şeyin ne olduğunu bulamıyor. Yataklara düşüyor, ayılıyor bayılıyor. Ama saatleri bozan şeyin ne olduğunu bulamıyor. Kendi hayatını o saatlere endeksliyor. " O lanet olası saatlerden biri ne zaman dursa, kalbimin durduğunu hissediyorum, zira saatleri kalp atışlarıma göre ayarladım" diyor. İade için getirilen saatleri, sattığı saatleri not aldığı defterden çiziyor ve en sonunda getirilmeyen tek bir saat kaldığını farkediyor. O saati bulursa saatlerin niçin bozulduğunu çözebileceğini düşünüyor. Ve düşüyor yollara... Kibre kapılmanın hazin sonunun anlatıldığı kısacık çok sürükleyici ve ibretlik bir hikaye.

Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,9bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mustafa Döner