Gönderi

• Sevdetü'l-Yemâniye adlı kadın Hz. Aişe'nin ziyaretine geldi. O sırada Hz. Ömer'in kızı Hafsa vâlidemiz de oradaydı. Sevde çok süslü giyinmişti. Üzerinde Yemen işi bir kürk, başında da yine Yemen yapısı bir başörtüsü vardı. Bu başörtüsü onun alnına kadar inmekteydi. Hafsâ vâlidemiz Hz. Âişe'ye usulca "Ey mü'minlerin annesi! Birazdan Hz. Peygamber gelecek; bu kadınsa aramızda pırıl pırıl parlamaktadır" dedi. Âişe vâlidemiz "Ey Hafsâ! Allah'tan kork da birşey yapayım deme!" dediyse de Hafsâ vâlidemiz "Vallâhi ben onun süsünü bozacağım" dedi. Sevde'nin kulakları pek iyi işitmiyordu. Bu yüzden onların konuşmalarını duyamadı ve onlara ne konuştuklarını sordu. Hafsâ validemiz "Tek gözlü adam( deccal) çıkmış da onun hakkında konuşuyorduk" diye cevap verdi. Bunun üzerine Sevde "Yâ demek öyle!" diyerek fena halde korktu. Öyle ki tir tir titreyerek "Şimdi ben nereye saklanacağım?" dedi. Hafsâ vâlidemiz de ona “İşte şu odaya gir!" dedi. Gösterdiği oda hurma dalları ve yapraklarının konulduğu bir oda olup toz toprak içerisindeydi ve her tarafını örümcek ağları kaplamıştı. Sevde oraya gizlendi. Hz. Peygamber geldiğinde Hafsâ ile Âişe vâlidelerimizin gülmekte olduklarını gördü. Hem de o kadar gülüyorlardı ki gülmekten konuşamıyorlardı. Hz. Peygamber onlara "Bu kadar gülecek ne var? Niçin gülüyorsunuz?" diye sordu ve bu soruyu üç kez tekrarladı. Nihayet biraz kendilerini toparlayan Hafsâ ile Âişe vâlidelerimiz elleriyle Sevde'nin saklanmakta olduğu odayı gösterdiler. Hz. Peygamber oraya baktığında korkudan titremekte olan Sevde'yi gördü. Ona “Burada ne arıyorsun? Sana ne oldu böyle?" buyurdular. Sevde "Ey Allah'ın Rasûlü! Tek gözlü adam (deccal) çıkmış; onun için buraya saklandım" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber iki kez "O henüz çıkmadı; fakat ileride çıkacaktır" buyurdular. Sonra da Sevde'yi oradan çıkarıp elbiselerine bulaşan tozu, toprağı ve örümcek ağlarını temizledi.
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.