Gönderi

Sesler içinde oturuyorum. Ağaran sesler, kararan sesler. Dünya yok. Kör bir boşluğun soluğu her yer. Zaman erimiş. Ne görmenin büyüsü eşyada, ne gövdede dokunmanın yalnızlığı, ne kokuların getirdiği hayal. Uzak yok. Yakın yok. Bunca yıl yaşamamışım. Kumlar uğultu, ağaçlar sis, toprak bunaltı. Deniz ilk günkü bilinmezliğinde. Bir sıkıntı pervanesi güneş. Umut gibi umutsuzluğun da acısı bitti. Sabır denilen cezada soğudu yürek. Kalktım yürüdüm elimdeki çaresiz soruyla: İnsan neden hep sona bırakır kendini?
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Unutma Defteri
Unutma Defteri
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.