Gönderi

Karınca: - Sen bütün alemin bilgisinin kendinde olduğunu mu sanıyorsun? Süleyman onun sözünün bütün maksatlarını anladıktan ve bilgeliğine muttali olduktan sonra dedi: - Bana öğüt ver! Karınca: - Sen dua ettiğinde Allah’tan ne diledin? Süleyman: - Rabbim, bana benden sonra hiç kimseye râm olmayacak bir mülk ver dedim. - Bu sözde haset kokusu vardır. Bana olsun, özgelere olmasın diyorsun. Rabbin sana ne verdi? - Eşi benzeri olmayan bir taht verdi. - Mevla seni bağışlasın. Yeryüzü senin için en güzel bir döşek değil miydi? Ve karınca dedi: - Daha ne verdi? - Kuşları emrime verdi. Onlar ben yürürken başımın üzerinde durarak bana gölge ederler. - Başının üzerinde göğün durması yeterli değil miydi? Daha ne verdi? - Bir yüzük. Bu yüzük hükümdarlığımın simgesi. - Mevla sana ve diğer insanlara göstermiş ki mağripten maşrıka bütün dünyanın mülkü işte bu yüzükteki taş parçası kadar kıymetsizdir ve gerçek mülk cennet mülküdür. - Babana Davut adının niçin konulduğunu biliyor musun? - Hayır, bilmiyorum. - Kalplerin yaralarını tedavi etsin diye. - Sana Süleyman adının niçin konulduğunu biliyor musun? - Hayır, bilmiyorum. - Göğsüne selamet verilsin ve baban Davud’a erişmeye layık olasın diye. - Allah’ın rüzgarı sana niçin boyun eğdirdiğini biliyor musun? - Hayır, bilmiyorum. - Dünyanın tamamının esip geçen bir rüzgardan ibaret bulunduğunu sana haber vermek için.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.