Hatırlanacağı gibi Spinoza, "Biz şehvetine köle olan kişinin hissetmediği hürriyeti idrak ediyoruz. Çünkü biz varlıkta hakim olan nizama razıyız. Bu da varlığın mahiyetini ve bizim onun yanındaki yerimizi bilmememizin bir neticesi olarak bizi razı etmiştir" demiştir.
Spinoza'ya göre gerçek hürriyet fiillerimizi belirleyen sebepleri bilmekten ibarettir. Bu nazariyenin dini karşılığı Celaleddin'in şu iddiasıdır: Kelimenin tam anlamıyla hürriyet, sadece iradesi ilahi iradeyle birleşecek kadar Allah'ı seven bir kişiye aittir: hissin bu tarz birleşmesinde "özgürlük" ve "cebr" arasındaki karşıtlık ortadan kalkar