Gönderi

Bestegül her sabah yaptığı gibi, o sabah da okula gitmek için evden ayrıldığında, kaderinin on üç diğer insanla birleşeceğini henüz bilmiyordu. O sabah metroya bindi ve son durağa kadar seyahat etti fakat son duraktan çıkamadı. Onunla beraber diğer on üç kişide metro istasyonunda mahsur kaldı ve o an ortak hikayelerinin ilk kalp atışı kulakları sağır etmeye başladı. Enkaz altında mücadele etmeleri gereken şeyler vardı. Açlık, susuzluk, özlem, keder, hüzün, ölüm... Kalpleri korkuyla çarparken ansızın aralarından biri öldü ve diğerleri de ilginç sebeplerle onu bir bir takip etti. Tüm bu ölümler kalplerinde ve beyinlerinde derin izler bırakırken, yapabildikleri tek şey enkaz altından kurtarılmayı beklemek oldu. Ağladığım ilk kitap oldu diyebilirim. Gözlerim dolardı çoğu zaman ama ağladığım olmamıştı hiç. Beni çok etkileyen bir kitap oldu. Özelliklede şuan yaşadığımız şeylere benzemesi... Orada yaşadıkları şeyler çok zordu. Onlarla beraber hissettim çoğu şeyi. Hepsinin ölümü çok korkunçtu ama Berfin'in ölümünü okurken çok etkilendim. Kitapta en sevmediğim karakterler Keskin ve Esra oldu. Melodi'yi seviyordum ama son bölümlerde yaptıklarından dolayı ondan biraz soğudum. Bestegül'ün iç sesleride çok komikti... Muh te şem bir eserdi..
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.