Gönderi

Bahriye Üçok
"Diyanet takvimi 10 Ekim 1979 yaprağı: "Kadın tahsil yaparken İslâm'ın örtünme emri ne olacak" diye soruyor ve erkekle kadının bir arada oturamayacağını; kadının tek başına seyahate çıkmasının doğru olmadığını kaydediyor. Gene ayni yaprakta yasalarımıza karşı bir tutumla kadın hakları bir kalemde yok ediliyor: "erkek devamlı kazanır, kadın ise tüketicidir; devamlı üretici olan oğlan ile mütemadiyen tükeci olan kız evlat bir olabilir mi?" diyerek medeni kanundaki kadın ve erkeğin miras eşitliğine karşı oluş nedeni açıklanıyor. Bu sözleri insafla, gerçekle bağdaştırmak olanaksızdır. Türkiye'de asıl üreticinin kadınlar oldugu görülmek istenmemiş ve gerçekler saptırılmıştır. Bu sözlerden bir yıl sonra 1980 Diyanet takviminin 27 Eylül yaprağında kadınların tahsil görmesinin fuhşa vesile olup olmayacağı" tartışılıyor ve şöyle deniliyor: "...Okuma yazmanın fuhşa vesile olacağı iddiasının doğru tarafları vardır. İlmin, tahsilin fuhuşla alakası yoktur ama tahsil müesseselerinin ahlak kaidelerinden uzak bulunması, buralarda disiplin ve nizamın mevcut olmaması gençlerin ahlakının bozulmasına sebep olabileceği ve maalesef bu derdin bugün yaygın bir hal aldığı belirtiliyor. ".Şunu hatırlatalım ki, kadının tahsil ve terbiyesinden bahsederken biz muhit olarak İslam cemiyetini düşünmekteyiz. Böyle bir cemiyetin tahsil müesseselerinde şehvet değil ilim ve fazilet kokar." Bu sözlerle bugünün laik bilim kuruluşları şehvet kokan fuhuş yerleri olarak nitelendiriliyor. Yani devletin bir kuruluşu gene devletn çeşitli eğitim kuruluşlarını çirkefe buluyor. Bir ilginç örnek daha: (22 Nisan 1976 Diyanet takvimi yaprağı); ".Medeni nikah boşanmaları arttırdı. Oysa mukadde sata bağlı olduğumuz dönemde, boşanmanın erkek elinde olduğu zamanlarda talak pek nadirdi..." deniliyor. Takvimdeki bu iddiadan beş yıl sonra, yani 1981'de medeni kanunda yapılacak bir değişiklik konusu ile ilgili toplantıda Diyanet İşleri Başkanlığının bir temsilcisi nikahın belediyede değil müftilikte ve müftilerce yapılması önerisinde bulunabiliyor. Müftînin evlendirme memuru yetkisi ile donatılması önerisini yapanlar, devrimin yüce liderine karşı ne büyük anlayışsızlık hatta ihanet içinde olduklarını kanıtlamışlardır. Iman ve ibadetle ilgili yayınlarında daha da şaşırtıcı ve o ölçüde müstehcen, çağdışı ve zararlı konuları işlemiştir bu Başkanlık. Örneğin orucun fikhi hükümlerinden söz ederken: "Ölü kadınla ve kendisinde şehvet bulunmayan küçük bir kızla cinsel ilişki kuran kişinin orucunun bozulup bozulmayacağı" üzerinde durulmuş ve kimi hallerde orucun bozulmayacağı da bildirilmiştir. Ancak birkaç sapık, hasta ruhlu kişiyi ilgilendiren bu konu, geçtiğimiz Ramazan dışında her yıl üst üste dergi, gazete ve takvimlerde yinelenmiştir. Böylesine sapık bir işi yapan hakkında ne tek sözcükle bir kınama ne de ilahi bir cezadan söz edilmiştir. Eğitim böyle mi olmalıdır? Halk böyle mi eğitilmelidir? Yeni yetişen genç bir erkek bunları okuduğunda bu sapıkça davranışların olağan gibi söz konusu edilmesi karşısında acaba ne duruma girer?.." Atatürk İzinde Bir Arpa Boyu, Bahriye Üçok (sayfa, 228-230)
··
24 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Tek düşünce konusu kadınlar ve cinsellik oluyor demek ki... 2. Dünya Savaşı sırasında Türklerin durumunu anlatan bir araştırma yazısı bitirdim dün. Savaş dünyayı alt üst etmiş, cepheye giden gelmiyor, açlık, hastalık almış başını yürümüş, insanlar yayan yollarda göç ediyor; bunlar ise kadınların namusuna takılmışlar. Erkekler savaşa gittiği için kadınların namusunu korumak zorlaşmış! Alıntım aşağıda, ama okurken dahi hayret ettim. Cehalet muhafazakarlıkla birleştiğinde bu kadar saçma ve bu kadar korkutucu oluyor işte... #90862499
Adem okurunun profil resmi
Bahriye Üçok 6 Ekim 1990'da evine gönderilen bombalı paketle katledildi. 1990'lar ülkemizde gericilik karşıtı mücadelede sembol isimlerin tek tek suikaste uğradığı yıllardı.. Muammer Aksoy, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı..
Yakup okurunun profil resmi
"Kadının tek başına seyahata çıkmasının uygun olmadığı" lafını nerde görsem elim ayağım titriyor...
Adem okurunun profil resmi
Birgün Gazetesi: "Kamuda istihdam edilen din görevlisi sayısı 2002 yılına göre 2020 yılında yüzde 71 artarken aynı dönemde öğretmen sayısında yaşanan artış yüzde 69 oldu."
Yeşim okurunun profil resmi
Bir tane hemcinsim bana şey demişti. " Özgürlüğünüzü tek başına yolculuk etmeye mi bağlıyorsunuz?" Deli midir? Nedir?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.