...Çeçenistan'da savaşmış olan herkes, orada ne yapmış olduklarına bakılmaksızın kahraman ilan edildi. Devlet başkanı, devletin savaşta yer almış olanlara 'asla ihanet etmeyeceği' güvencesini vererek, sağa sola madalyalar ve nişanlar dağıtmaya başladı. Bu keskin sözcükler hükümetin Çeçenistan'da savaş suçu işlemiş olanlara karşı, yaptıkları her caniliği affedecek kadar müsamahakar olacağı anlamına geliyordu ve federal askeri personele karşı hukuki işlem başlatmaya çalışan her savcının sesi kesilmeliydi. Devletin denetimindeki televizyon kanallarından Budanov'un görevini nasıl bir içtenlikle yerine getirdiğine dair çok sayıda haber yayınlanmaya başladı. General Şamanov bunu kanıtlamak üzere, sürekli olarak silah arkadaşı lehine yurtsever konuşmalar yapıyordu. Albayın öldürdüğü on sekiz yaşındaki Çeçen kızın bir keskin nişancı olduğu konusunda artık hiç kimsenin şüphesi kalmamıştı. Artık hiç kimse ne soruşturmayı, ne de Budanov'un avukatlarının Elza Kungayeva'nın YAO'larla bir ilişkisi olduğuna dair en ufak bir delil sunamamış olduğunu hatırlamıyordu. Rus halkının siyasal açıdan beyninin yıkanması, Bodanov'un beraatına zemin hazırlayacak şekilde, tam hızla sürmekteydi. Tam bu sırada, Rostov-on-Don'daki mahkeme, ilk iki psikiyatrik raporu hazırlamış olan uzmanların yeterliliğiyle ilgili şüpheye kapılıverdi ve yeni bir raporun hazırlanması talimatını verdi. Bu sefer rapor Moskova'da askerler ve siviller tarafından ortaklaşa hazırlanacaktı, ayrıca Savunma Bakanlığı'nın Merkez Adli Tıp laboratuvarının ve halk arasında Serbskiy Enstitüsü diye bilinen, Serbskiy Eyaleti Sosyal ve_ Adli Psikiyatri Araştırma Merkezi bu raporun hazırlanması için birlikte çalışacaklardı. Serbskiy'nin Rusya'daki kötü ünü, -komünizme, totaliter yalana ve siyasal özgürlüğün olmayışına karşı mücadele eden- muhaliflerin resmen akıl hastası olarak damgalandıkları Sovyetler Birliği devrine kadar uzanır. Serbskiy Enstitüsü'ndeki doktorlar, gücü her şeye yeten KGB'nin verdiği görevleri yerine getirme konusunda her zaman vazifeşinas davranışlar sergilemişlerdir. Budanov'un gönderildiği yer burasıydı. Bu durum herkes tarafından öğrenilince, Budanov'un neden oraya gönderildiğine dair kimi şüpheler oluştu. Budanov'un taraftarları -ve karşıdan- onu cezai yükümlülükten kurtarmak adına mümkün olan her şeyin yapıldığını söylediler. Üçüncü raporun düzenlenmesine ilişkin talimatın neden verildiğine dair mahkemece yapılan resmi açıklamada, " [daha önceki raporların] gerekli titizlikle hazırlanmadığı, çelişkiler içerdikleri ve olgusal bakımdan eksik oldukları" belirtiliyor, çünkü "Budanov'un gerçek ruhsal durumunu belirleme konusunda" önemli "yeni ve daha doğru veriler ortaya çıkmıştır" deniyordu. Yeni komisyona verilen ifadelerde anlatılan bir dizi olayın aslında hiçbir zaman yaşanmamış olmasının bir önemi yoktu. Bu kanıtlanmamış gerçekler albayın lehine olduğundan, bunlara yadsınamaz gerçekler muamelesi yapacak olan uzmanların önüne kondular. Açıkça söylemek gerekirse, bu bariz çarpıtmaydı. Yargıç Kostin bu üçüncü komisyonun psikiyatrlarına hangi sorulan yöneltmişti? Budanov herhangi bir kronik akıl hastalığından mustarip olmuş muydu ya da halihazırda mustarip miydi? Budanov yapmakla suçlandığı fiilleri gerçekleştirdiği sırada geçici bir patolojik rahatsızlık yaşıyor muydu? Yaptıklarının gerçek niteliğini ve toplum adına oluşturduğu tehlikeleri tam olarak anlaya. bilecek ve onları kontrol edebilecek halde miydi? Budanov'un kişiliğinin, soruşturma konusu olan olaydaki davranışlarına katkıda bulunan ya da davranışlarını belirgin biçimde etkileyen psikolojik özellikleri nelerdir?
Bu fiilleri gerçekleştirirken Budanov duygusal bir ruh halinde (stres, düş kırıklığı, geçici akli sapınç) olmakla suçlandı mı? Kungayeva'nın hareketleri Bundanov'un akli fonksiyonlarında geçici bir rahatsızlığın ortaya çıkmasında etkili olmuş olabilir mi? Kungayeva'nın hareketleri Budanov'un davranışını kışkırtmış olabilir mi? Yapmakla suçlandığı fiilleri gerçekleştirdiği sırada votka içmiş olması Budanov üzerinde ne tür etki yaptı? Şu durumlarda, 1) Budanov'un, annesinin nerede olduğunu söylemeyi reddeden, Budanov'a hakaret eden, kaçmaya çalışan, direniş gösteren Kungayeva'nın bir keskin nişancının kız kardeşi olduğunu bilmesi, 2) dolu bir silahı ele geçirmeye çalışması, 3) Budanov'un . . . Kungayeva'ya gerçek kimliğini ortaya çıkaran bir resim göstermesi ... Budanov'un içinde bulunduğu durum nasıl değerlendirilebilir? Budanov tıbbi tedaviye ihtiyaç duyuyor mu? Yapmakla suçlandığı fiilleri gerçekleştirdiği sırada Budanov'un içinde bulunduğu ruhsal durum, orduda hizmet vermesine uygun muydu ve şu anda ruhsal durumu orduda hizmet vermesine uygun mudur? Hazırlık soruşturması sırasında uzmanlar tarafından varılmış olan sonuçlar klinik açıdan güvenilir midir? Aşağıda, Serbskiy uzmanlarının verdikleri cevap yer alıyor. Bu uzmanların hazırladığı raporda yer alan her şey dikkatli biçimde, zoraki bir kahraman yaratmaya yönelik olarak düzenlenmişti. Budanov'un verdiği bilgiye göre, kendisi zor bir doğum sonucunda dünyaya gelmiş. . .. Annesinin ve kız kardeşinin verdikleri ifadeye göre, Budanov küçük bir olay karşısında bile kolayca incinebilen ve çabucak öfkelenmeye eğilimli birisi. Böyle durumlar karşisında kabalıkla tepki veriyor ya da kavgaya girişiyor. Budanov özellikle haksız söz söylenmesi konusunda çok hassas; bu tür durumlarda her zaman zayıf olanı, kendinden küçük ve yoksul olanı savunmaya çalışan biri... Budanov'un hizmet sicili olağanüstü derecede parlak. Çok disiplinli, etkin ve azimli. Budknov, 1995 yılının Ocak ayında, Çeçenistan'daki ilk askeri seferberlik sırasında, muharebe operasyonlarına katılırken şiddetli bir beyin sarsıntısı geçirerek, kısa süreliğine bilincini yitirdi. Yine de tıbbi bakım görmeye çalışmadı. Annesinin ve kız kardeşinin verdikleri bilgiye göre, Birinci Çeçen Savaşı'ndan döndükten sonra Budanov'un kişiliği ve davranışları değişmişti. Daha sinirli ve tahammülsüz biri olmuştu . ... Budanov, emrindeki bölüklerde, eksikliklere ve pasifliğe karşı tahammülsüzdü. Budanov oldukça yüksek bir sorumluluk duygusuna sahip ... Yoldaşlarından hiçbiri Budanov'da herhangi bir akli sapma hali görmüş değiller. Budanov hiçbir zaman bir psikiyatrın ya da nöropatolojistin gözetimi altında bulunmadı. Budanov, ifadesinde alayının Çeçenistan'a ulaşır ulaşmaz . . . neredeyse sürekli olarak çatışmalı operasyonlarda yer aldığını belirtti. Budanov, 1999 yılının Ekim ve yine aynı yılın Kasım aylarında şiddetli beyin sarsıntısıyla birlikte bilinç kaybı yaşadı. Bunun ardından, sürekli olarak baş ağnsı çekmeye ve görme kaybıyla birlikte baş dönmesi yaşamaya başladı. Budanov ani yüksek seslere tahammül edemeyen, çabucak öfkelenmeye eğilimli, kendini kontrol etme gücü zayıflamış ve sinirli bir insan haline geldi. ôfke patlamalarıyla birlikte, ruh halinin aniden değişmesinden mustaripti. Sonrasında pişmanlık gösterdiği davranışlarda bulunuyordu. Budanov, ifadesinde en ciddi çarpışmaların 24 Aralık 1999 ile 14 Şubat 2000 tarihleri arasında Argun Ravine'de gerçekleştiğini belirtti. 12 Ocak ile 21 Ocak tarihleri arasında alay, dokuz subayını ve üç askerini kaybetmişti. Budanov bunların çoğunun, bir keskin nişancı tarafından kafalarına isabet ettirilen bir kurşunla öldürüldüğüne dikkat çekti. 17 Ocak 2000 tarihinde Budanov'un yoldaşı, Yüzbaşı Razmahnin, bir keskin nişancının kurşunuyla can verdi. Çarpışmadan iki hafta sonra Binbaşı Sorokotyagi'nin, üzerinde işkence izleri apaçık görülebilen parçalanmış cesedini savaş alanından almayı başardılar. Budanov, 8 Şubat 2000'de izne ayrılarak Buryat Cumhuriyeti'ne gitti. Kansı, verdiği ifadede Budanov'un bu izin sırasında gergin ve sinirli olduğunu söyledi. Budanov, karısına alayının Argun Ravine'de Hattab'ın [bir Arap komutan) savaşçılarıyla karşı karşıya geldiğini ve çarpışmalarda Hattab'ın grubundan 15 saha komutanının öldürüldüğünü söyledi. Bu yüzden, savaşçılar Budanov'un alayına 'vahşi hayvanlar' adını takmışlar ve Budanov'u şahsi düşmanları ilan etmişlerdi. Onu öldürecek olana inanılmaz derecede büyük tutarda bir ödül vaat ettiler. Budanov, kendi alayındaki subayların çoğunun açık çatışmada değil de, keskin nişancı kurşunuyla ölmüş olmasından dolayı büyük üzüntü duyuyordu. Hatta, kansına eve ancak 'son savaşçıyı yok ettikten' sonra döneceğini söylemişti. Budanov 15 Şubat'ta, izin süresi sona ermeden Çeçenistan'a geri döndü. Annesi ve kız kardeşi, verdikleri ifadelerde onun kendilerine kısa bir ziyaret yaptığını ... ve tanınmayacak derecede değişmiş olduğunu belirttiler. Sürekli sigara içiyor, nadiren konuşuyordu ve 'ortada hiçbir sebep yokken aniden öfkeye kapılıyordu'. Şöyle bir arkasına yaslanıp rahatça oturamıyordu. Ölenlerin ve mezarlarının resimlerini gösterip ağlıyordu. Onu daha önce hiç bu halde görmemişlerdi. [Budanov'u her gün gören, 160. Alay'ın tıp merkezinin başı Yüzbaşı Kuptsov'un verdiği ifadeye göre, Budanov'un ruhsal durumunun on ya da on beş dakika içinde birkaç kez normal, cana yakın bir halden, savunmaya yönelik bir gazaba dönüşebildiği durumlar söz konusu oluyordu. öfke anında Budanov bir duvar saatini yere çarpabiliyor ya da etrafındakilere telefonları ya da eline geçen herhangi bir şeyi fırlatabiliyordu. Kuptsov'un kendi ifadesiyle, 1999 yılının Ekim ayında -yani, emrindeki subayların Argun Ravine'deki çatışmalarda öldürülmelerinden önce- Budanov'un ruh hali 'anormal bir durum' almıştı. ) Budanov, elinde tüfeği olduğu halde, saldırılara bizzat önderlik ediyor ve göğüs göğüse yapılan çarpışmalarda yer alıyordu. Argun Ravine'de yapılan savaşların ardından, bizzat çarpışma sırasında ölmüş askerlerin cesetlerini bulup getirmeye çalışıyordu. Alayın subayları ve askerlerinin 950,8 tepesinde öldürülmelerinin ardından kendisini suçladı ve ağır bir depresyona girdi. Durup durup emrindekilere vuruyor ya da onlara sigara tablaları fırlatıyordu. 2000 yılının Mart ayı ortasında, çadırına çekidüzen verilmesini istemişken, bir el bombasını sobanın içine attı... 2000 yılının Şubat ayının ortalarından itibaren alay Tangi yakınlarında konuşlandırıldı. Budanov'a istihbarat çalışmaları ve aramalar yapma, pusu kurma, kasabada yaşayanlara yönelik ek pasaport kontrolleri yapma ve şüphelileri gözaltına alma talimatı verildi. Budanov ve emrindekiler o sırada durumun çok karışık olduğu, dostla düşmanı ayırmanın ya da ön cephenin neresi olduğunu bilmenin imkanı bulunmadığı yorumunu yaptılar. 22 ile 24 Mart tarihleri arasında alay, keşif ve araştırma çalışmaları yaptı. Sonra, Tangi'de bir dizi evi denetlemeye karar verdiler ve Rusya'nın iç bölgelerinden on ile on beş yıl önce zorla alınıp getirilmiş iki 'köle' buldular. Bunu öğrenen Budanov, 26 Mart 2000'da Tangi'deki durumu şahsen kontrol etmeye karar verdi.