Gönderi

Kasım ayının on beşiydi. Öğretmenliğimin ilk yılı hatta ikinci ayı sayılırdı. Altı öğretmen olarak bir belde okuluna atanmıştık. Üç bayan üç bay. Öğrenmeye çalışıyorduk öğretmenliği. Aynı gün göreve başlamak ve aynı yere atanmak gibi bir çok ortak noktalarımız oluyordu. Haftasonları tuttuğumuz arabayla ilçeye seminere giderdik. Evet beş sene önce cumartesi günü tam ikinci maaşlarımızı alacağımız kendi ayaklarımızın üstüne durduğumuzu hissetmeye başladığımız bir gün seminere gidecektik. Bir arkadaşımız gelmedi. Çok bekledik gelmedi. Tam karşı dairemde oturuyordu. Balkondan girdiler, kapısını açtık o melek olmuştu. Çok soğuk, çok sisli, karın beş ay yerden kalkmadığı o kasabada biz arkadaşımızı öğretmenliğimizin ikinci ayında kömür sisine vermiştik. Nasıl bir öğretmenlik nasıl bir acı nasıl bir öğretmenler günü... Allahım mekanını cennet etsin.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.