Bizler gençliğimizden beri kişilikli kuşakların yetişeceğini ummuştuk. Pırıl pırlı düşünen insanlar gelecekti. Bu insanlar yetkin bilinçleriyle toplumun hızla dönüşmesine katkıda bulunacaklardı. Onlar basitliklerle, bayağılıklarla, boş şeylerle uğraşmayacaklardı. Evet demeyi bildikleri gibi hayır demeyi de bileceklerdi. Her bakımdan tutarlı davranacaklardı. Baskı ve kötü eğitim bizim bu tasarılarımızı yoketti. Karmakarışık kafalar topluma edilgin varlıklar olarak katıldılar. Onlar yalnızca gemisini kurtaran kaptan olmanın yararlarını öğrenmişlerdi. Ne yazık ki gemilerini de kurtaramadılar. Toplumsal insan olmak koşulları geriye itildikçe bencillikler kurumlaştı. Her anlamda yazık olmuş insanlar sağda solda kendilerini kurtarmaya bakıyorlar, ama sonuç sıfır.