Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

628 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
| SPOİLER İÇERİR! “Bir insanın hisleri ölür mü hiç? Benimki öldü.”
Gerçek bir hikaye
Meyra
Meyra
.. İlk incelememe kitaba konu olan 'Srebrenitsa katliamını' kısaca açıklayarak başlamak istiyorum. Yugoslavya, bünyesinde birden fazla din ve birçok etnik grup barındıran bir ülkeydi. Bu etnik gruplar daha fazla birarada kalamadı ve birkaçı bağımsızlığını ilan etti. Bunlardan biri de 5 Nisan 1922 yılında bağımsızlığını ilan eden Bosna- Hersek Cumhuriyetiydi. Bosnalı Sırplar "Büyük Sırbistan" hayallerini gerçekleştirmek için bu bölgede bulunan Müslüman Boşnaklar ve Hırvatları buradan uzaklaştırmak amacıyla insanlık dışı uygulamalara yöneldiler. Soykırım 1992'de başlarken Srebrenitsa kasabasında yapılan katliamda takvimler 1995 yılını gösteriyordu. Zamanla tüm dünyanın haberdar olduğu bu savaşa engel olmak için hiçbir adım atılmadı. Bosnalı Müslümanlar ölüme terk edildi. Boşnakların tek ümidi olan BM sadece ambargo uygulamış, Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmesine rağmen aslında Sırpların yanında yer aldığını gösteren kararlar almıştır. BU ARTIK BİR MÜSLÜMAN VE HRİSTİYAN SAVAŞIYDI. Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye gibi islam ülkelerinden müslümanlara yardıma giden mücahitlerin çabaları yeterli olmadı ve sonuçta sadece Srebrenitsa'da 8.372 kişi çeşitli işkencelere maruz bırakılarak katletildi. Kalanlar ise göçe zorlandı. Kitaba gelelim. Yazar
Sinan Akyüz
Sinan Akyüz
Meyra'nın hikayesine Bosna'da yaptığı bir gezi sırasında rastladığını ve gözyaşları içinde bir yazım süreci geçirdiğini, kitaba adını veren Meyra'nın ise, savaş sırasında çektiği acılara dayanamayıp intihar eden kız kardeşi Diba'ya verdiği söz nedeniyle kendisiyle konuşmayı kabul ettiğini ifade ediyor. Başlayalım.. Hem Kosova yenilgisini kabullenemeyen hem de 'Büyük Sırbistan'ı kurmak isteyen Sırplar yıllardır komşu oldukları, çocukluklarını beraber geçirdikleri, yumurta tokuşturdukları, yemeğe gittikleri, her durumda yardıma koştukları Boşnak Müslümanlara Bosna'yı terk etmeleri için "Unutmayın ki, müslümanlar olarak bu bayramda kanlı baklava yiyeceksiniz" tehdidiyle böyle bir soykırımın geleceğinin sinyalini verir fakat insanlar yıllardır huzur içinde yaşadıkları ve Sırp komşularına asla zarar vermedikleri için bu söylenti ciddiye alınmaz. Kısa zamanda bölgede saldırılar başlar.. Erkekler ya öldürülür ya da işkence yapılmak üzere kamplara götürülür. Kamplara götürülenlere acımasız şekilde işkence yapılır, karşı gelenler öldürülür. Yaşlılar ve erkek çocuklar takas yapılacağı yalanıyla kamptan uzaklaştırılır ve vurulur. Burada bir çocuğun cümleyi asla unutamam "Çocuklar küçük kurşunlarla öldürülür değil mi?".. Kadınlara ise defalarca onlarca sırp askeri tarafından tecavüz edilir, meme uçları kesilir, vücutlarında sigara söndürülür, genelevlerde çalıştırılmak üzere satılır ya da Sırp çocukları doğurmaları için evlere kapatılır. Kız çocuklarına dahi günlerce tecavüz edilir.. Sadece Sırp askerleri yani Çetnikler değil, Hırvatlar yani Ustaşalar da Ahmiçi Köyündeki Boşnak Müslümanlara saldırır. Bir Ustaşa: "Şu yeryüzünde sadece Türklerden ve Sırplardan nefret ediyorum" dese de bir birleşme olacaksa bile dindaşlar arasında olacağı ve iki tarafın da müslümanlara katliam yapacağı aşikardır. Kaldı ki bu insanlar Müslüman evet fakat Türk değiller ve Osmanlı bölgeden gittiğinden beri kendilerini zaten yetim gibi hissettiklerini ifade ederler. Kitabın çoğu sayfasında Boşnakların bu cümlelerini okuyacaksınız. Savaş 3,5 yıl sürer ve Müslümanlar 'Yeşil Bereliler' adında bir direniş örgütü kurar başta zaferler elde edilse de silahların Fransız generale teslim edilmesiyle Srebrenitsa Sırp toprağı olmaya biraz daha yaklaşır. Yeşil Bereliler direniş örgütünden kalanlar Srebrenitsa halkına oradan Tuzla'ya kaçmaları için bir plan yaptıklarını ve güvenilir bir yol bulduklarını söyleseler de çoğunluk BM'in Srebrenitsa'yı koruması için gönderilen 700 Hollandalı askere güvenir ve toprağını terk etmek istemez. 8000 Boşnak müslüman Hollanda üssüne sığınır fakat Sırp ordusu komutanı Mladiç Hollandalı Komutan Karremans'ı esir aldığı 30 askeri ile tehdid ederek Müslümanların hepsini kendisine verilmesini ister, müslümanlara bir konuşma yapan Mladiç hiç kimseye zarar vermeyeceğine dair söz verir fakat bazı kadınları ve çocukları Tuzla'ya gönderdikten sonra tüm erkekleri katleder. Yeryüzünde müslüman kalmamasını istercesine. Savaşı Dayton Antlaşması bitirir. 3 etnik grubun yine birarada yaşaması kararlaştırılır. Sağ kalan çoğu Boşnak yanına acılarını da alarak ülkelerine geri döner ..bu kitabı bitirebilmek için çok uğraştım, defalarca bırakmayı düşündüm fakat bir kitabı yarım bırakamadığım için çok zor da olsa devam ettim.Onlar onca acıyı birebir yaşamışken ben burada okuyamadım belki de bu yüzden normalinden daha uzun sürdü bitmesi. "Savaş" deyip geçiyoruz çoğu zaman ama ben Meyra'yla bir savaşın yıkıcılığına ilk defa bu kadar yakından tanıklık ettim. Yapılan tüm işkenceleri kendi bedenimde hissettim. O acıyı, incinmeyi.. Her sayfada kanı donuyor insanın, her seferinde daha kötüsü olamaz derken bir daha gösteriyor insanoğlu içindeki canavarı. istisnasız her sayfada gözlerim doldu, içim karardı, kitabı bitirene kadar gülemedim bile. Siz de vücudunuzun her zerresi titreye titreye okuyacaksınız şüphesiz.   Yazar Sinan Akyüz Siyasi gerçekleri anlatmakla beraber insanlar arasındaki ilişkileri de çok başarılı bir şekilde işliyor. Yıkımlara, intiharlara, hayatta kalma mücadelesine.. Bosnalı Müslümanlara yapılan asla unutulmayacak katliama yazarla eşlik ediyoruz. Not: Ahmiçi Köyünde hâlâ "48 saat Kül ve Duman" adıyla küçük bir müze bulunmakta. Müzenin bu adı neden aldığını kitabı okuduğunuzda öğreneceksiniz. iyi okumalar..
Meyra
MeyraSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20195,6bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.226 görüntüleme
Eski okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. İncelemenin önem arz ettiğini biliyorum bu sebeple özen gösterdim. Çok haklısınız bir daha böyle bir acının yaşanmamasını ümit ediyorum.🌺
Bu yorum görüntülenemiyor
ARYAATELYA okurunun profil resmi
İyi ki kitabı bitirip bu incelemeyi yazmışsın. Her bir kelimesine o kadar çok ehhemiyet göstererek okudum ki yüreğine emeğine kalemine sağlık🍀 İncelemen beni kitaba o kadar çok yönlendirdi ki çok büyük bir merak uyandırdı ilk fırsatta okumayı düşünüyorum 😊♥️
Eski okurunun profil resmi
Aryaa çok teşekkür ederim 💜 Keyifli okumalar 🌸 :)
2 sonraki yanıtı göster
Hasret okurunun profil resmi
çok büyük emek vermişsiniz ellerinize sağlık.. hayatın acı gerçeklerini okumaya bile yüreğimiz dayanmazken bunları yaşayan insanları düşünemiyorum.
Ayfer okurunun profil resmi
Leyla
Leyla
ve
İncir Kuşları
İncir Kuşları
kitabını da tavsiye ederim biraz yorucu bir süreç olacak eminim, bundandır ki zamana yayarak okumanızdır temennim. Keyifli okumalar ☘️
Eski okurunun profil resmi
Yazarın bu kitaplarını da biliyorum, umarım kısa zamanda okuyabilirim. Teşekkür ederim. Keyifli okumalar 🌺:)
GÜNEŞ okurunun profil resmi
Incir kuşları kitabını okudum meyra da ona çok benziyor mu
Eski okurunun profil resmi
İncir Kuşları'nı okumadım maalesef. İncelemeyi okuduysanız konu vs. benzerlik olup olmadığını fark etmişsinizdir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.