Oldukça derin anlamlı bir eser var elimde. Fransız yazar ve felsefe profesörü Muriel Barbery’nin 2006’da kaleme aldığı, dünya çapında milyonun üzerinde baskısı yapılan, onlarca dile çevrilen ve üzerine bir filmin de bulunduğu ‘Kirpinin Zarafeti’, isminin bende yarattığı ilk izlenimle korele bir hikâyeyi ele alıyor. Fransa’da varlıklı ailelerin oturduğu bir apartmanda kapıcılık yapan ellidört yaşındaki dul Bayan Mitchell, bu ailelerden birinin kızı olan oldukça zeki ve tatminsiz Paloma, ve apartmana yeni taşınan iş adamı, centilmen Japon beyefendi Kakuro Ozu.. Bu kesişmez dünyaların sanat ekseninde keşismesinin hikayesi bu. Sanatın bir araya getirdiği hayatlar. Başka dünyalara kapıyı açan bir araç olarak sanat, eserin temellerini oluşturmuş. Ve bu temellerin üzerine mimari mükemmellikte katlar çıkıyor Barbery, yarattığı keskin ve içsel olarak varlıklı karakterleriyle. Sahi; hep bakıp görmediğimiz dünyalar bizim çevremizde de mevcuttur muhakkak. Görünenin ardını görmek, her ruha bahşedilmemiş ne yazık ki. Oysa görmeden bakanla bir körün farkı yoktur. “Bayan Mitchell’de kirpinin zarafeti var: dışardan dikenlerle zırhlı, tam bir kale, ama bence içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var. Onlar haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetle yalnız ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar.” İyi okumalar dilerim.

Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,5bin okunma

··

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nurcan Şeyma