Gönderi

261 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Schopenhauer insanın gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir sey olmadığını bizim ise onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıdığımızı söyler ki 'uygarlık' dediğimiz şey de budur. Ne zaman hukukun ve düzenin prangaları çözülür, insan o zaman gerçek tabiatını ortaya koyar ve en büyük uygarlıklar vahşete demirin pasa yakınlığı kadar yakındır. Sineklerin Tanrısı bana sosyoloji ve felsefe tarihinin bu zamana kadar tartıştığı çok temel birkaç konunun edebi bir anlatısı olarak görünüyor.Atom bombasının kullanıldığı bir savaştan kaçırılmaya çalışılan bir grup erkek çocuk uçaklarının vurulmasıyla ıssız bir adaya düşüyor ve burda kurtarılmayı beklerken alegorik bir şekilde aslında bir tersine medeniyetleşme süreci geçiriyor. Roman öncelikle insanın özü ve doğasında kötülük sorunu bunu takiben liderlik/güç savaşı ve halkların liderlerini seçme kriterlerini ele alıyor.Bir başka konu toplum yönetiminde korkunun kullanımı, ortak düşman anlatısının ve yönlendirilmiş kin faktörünün etkisi. Bu ana konuların yanında masumiyetin kaybı,sürü psikolojisinin vicdan ve düşüncenin kaybında etkisi,savaşlar ve insanların geleceği gibi konulara da değinen bir yapısı var diyebilirim. Öncelikle çok meşhur bir tartışmadan bahsetmek gerek bence Hobbes ve Locke'un insanın iktidar,devlet ve kurallardan tamamen yoksun birakıldığı bir ortamda nasıl davranacaklarına verdikleri yanıtlar! Locke'un medeniyetin kurulabileceğini savunan olumlu görüşü bize bir başka ıssız ada anlatısı olan Mercan Adası'nı hatırlatıyor ki Golding'in bu romanı ütopik sayılabilecek Mercan Adası'nın bir tür distopik parodisi olarak kurduğunu bile söyleyebiliriz belki.Mercan Adası'nın baş karakterleri olan Ralph ve Jack isimlerinin doğrudan alınması da buna bir örnek olarak verilebilir. Golding'in ise bu tartışmada "İnsan insanın kurdudur." diyen ve insanın bu "state of nature" denen otoriteden yoksun,hukuk ve ahlak kurallarının olmadığı durumda çatışma ve savaş halinde bulunacağını ve güçlünün zayıfı ezeceğini savunan Hobbes'un tarafında olduğunu görüyoruz. Roman oldukça alegorik,her nesnenin temsil ettiği bir seyler var ki bunlardan tekrar tekrar bahsetmek gereksiz bence.Sineklerin Tanrısı bu zamana kadar hakkında en çok inceleme yazılan,üzerine konuşulan romanlardan birisi kuşkusuz.Çünkü belki de insanlığın sosyal bilimleri üzerine kurduğu çok temel sorunları mercek altına alıyor ve bunu hep korumak istediğimiz,günahsız ve masum görmek istediğimiz çocuklar üzerinden yapıyor.Kesinlikle okunmalı!
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,1bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.