Gönderi

"Bir adamın içi merhametle, adaletle dolup taştı mı, kalbini tertemiz etti mi, nefsini tezkiye etti mi, zaten kitaptan okuyacağını artık kendi içinde bulur, oradan okur. Bilgi kitaptan öğrenilmez. İnsanın içinde zaten vardır. İç dünyasında, gönlünde derinleştikçe, derûnundaki o bilgiye ulaşır. Her şey insanın içinde var. Yoksa o bilgileri kitaplara yazanlar nereden bulup yazıyorlar? Gene içlerinden buluyorlar. Derinliklerinden çıkarıp yazıyorlar, gönülden. Sen kitaptan bir şey okuduğunda, dışarıdan bir şey öğrenmiş olmuyorsun ki, o şeyi kendi içinde, daha evvel, az çok bilip sezdiysen, hah diyorsun; kitapta yazanla, gönülde gezen, birbirine uyunca, tanış çıkınca, hah anladım diyorsun. Yoksa anlamak nedir? Kitap sana ne öğretir? Bir insan kendi içindeki dağları kazıp da kendi gönlündeki hazinelerle, kendi canındaki definelerle tanışmamışsa, kitapta mücevhere bile rastlasa, zaten onun kadrini bilemiyor ki, taş sanıyor. Peki kitap okunmayacak mı? Okunacak. Bazı kitap haritadır, pusuladır, kandildir, içindeki defineyi bulmana yardımcı olacak, yolunu ışıtacak. Ama içteki defineyi tanımamış olan, dışta cevher bulsa, onu taş sanıyor. Mesele içtedir. Okumaktan mana ne demiş ya Yunus."
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.