İçimize, şu muhakemelerde belki sağlam olabilen hiçbir şey bulunmayacağı fikrini sokmayalım; daha çok kendimizi, doğru olmadığımıza inandırmaya çalışalım. Cesaretimiz kırılmadan, öyle olmaya, öyle yaşamaya çalışmamız gerekir. Sen ve ötekiler yaşanmak üzere kalan bütün zamanlarınız için, ben de yalnız ölümü gözönünde bulundurarak bunlara inanalım. Çünkü ben bu ölüm konusunda, şu anda bir filozof olmak isteyen bir insan olmaktan değil, kendisinde hiçbir eğitim eseri olmayan insanlar gibi kavgacı olmaktan korkuyorum. Bu adamlar herhangi bir meseleyi münakaşa konusu aldıkları zaman, konuştukları şeylerin ne olduğunu bilmeye önem vermezler; ama ileri sürdükleri fikirleri bütün orada bulunanlara kabul ettirmekten başka bir
amaçları da yoktur. Şimdiki halde onlarla benim aramda tek bir ayrılık var. O da ereğimin, ancak oradakilere dediğim şeyin doğruluğuna inandırmak değil - bu bence ikinci derecede gelir - mümkün olduğu kadar kendimi buna inandırmaktır.