100 YILLIK KAYIP
TÜRÜN DÖNÜŞÜ
Alman ve Madagaskarlı bilim insanları
tarafından Madagaskar’da yürütülen ortak
bir keşif araştırmasında, 100 yıldan fazla
süredir kayıp olan bir bukalemun türü tekrar
gözlemlendi. Voeltzkow bukalemunu olarak
bilinen türün 3 erkek ve 15 dişi bireyine, bölgedeki
bir otele ait olan dev bir bahçede rastlandı.
Araştırmacılar, yok olduğuna dair endişe edilen
türün tekrar gözlemlenmesinin çok sevindirici
olduğunu, fakat türün acil bir şekilde korunma
altına alınması gerektiğini düşünüyor.
10
AĞAÇLARIN OKUL
BAŞARISINA ETKİSİ
Landscape and Urban Planning
dergisinde yayımlanan bir makalede, 11-13 yaş grubu öğrenciler
üzerinde yapılan bir araştırmada, çevresinde daha fazla ağaç
bulunan okullardaki öğrencilerin
akademik başarılarının daha
yüksek olduğu ortaya konuldu.
Okulların kaynakları, öğrencilerin
demografik özellikleri ve yaşanan semtteki yaşam kalitesi gibi
17 farklı değişkenin de hesaba
katılmasının ardından uzmanlar,
okul çevresindeki ağaçlandırmanın
miktarının test sonuçlarına net bir
pozitif etkide bulunduğu görüldü.
Uzmanlara göre doğayla iç içe
olmak konsantrasyonu artırıyor,
sınıf içi etkileşimi yükseltiyor ve
olumsuz davranışları azaltıyor.
10
YARASALARDA SOSYAL
MESAFE
Bilim insanları, kendini hasta
hisseden vampir yarasaların
çevrelerindeki diğer yarasalardan uzak durarak bir nevi
sosyal mesafelenme uyguladığını gösterdi. Behavioral
Ecology dergisinde yayımlanan makalede, yarasalara
takılan çipler aracılığıyla birbirleriyle etkileşimleri gözlemlendi ve birkaç saatliğine
hasta hissetmeleri için bir
madde verilen yarasaların,
sağlıklı yarasalara kıyasla
çok daha az grup üyesiyle bir
araya geldiği görüldü. Bunun
yanı sıra dişi vampir yarasaların, hasta olduklarında
bile yavrularıyla etkileşimi
devam ettirdiği de biliniyor.
Bulgular, sosyal hayvanlar
olduğu bilinen bu yarasaların grup yaşantılarına biraz
daha ışık tutuyor.
12
YARASALARIN HASTALANMADAN
VIRÜSLERI NASIL TAŞIDIĞI SONUNDA BULUNDU
BIRÇOK VIRÜS, YARASALARDA BIRIKIYOR. BUNLARIN ARASINDA SARSCOV, MERS COV, EBOLA VE (BÜYÜK IHTIMALLE) GÜNÜMÜZDE KORONAVIRÜS PANDEMISINE NEDEN OLAN SARS- COV-2 PATOJENLERI BULUNUYOR. Ancak yarasaların bu virüsleri taşırken kendilerini nasıl koruduğu, bunun için nasıl bir moleküler mekanizma
kullandığı bir türlü anlaşılamamıştı.
Singapur’daki Duke-NUS Tıp Fakültesinden bilim insanları, yarasaların hastalanmadan bu tür zoonotik
virüsleri tolere etmesine izin veren
yeni moleküler mekanizmalar keşfetti.
Ulusal Bilimler Akademisi Bildirilerinde bu hafta yayınlanan çalış-
ma, yarasaların aşırı aktif bağışıklık tepkilerini önlemek için onları
zoonotik virüslerin neden olduğu hastalıklara karşı koruyan benzersiz
stratejiler geliştirdiğini öne sürüyor.
Araştırma ekibi üç yarasa türünü
mercek altına aldı: Pteropus alecto
(siyah meyve yarasası), Eonycteris
spelaea (mağara nektar yarasası) ve
Myotis davidii (David’in miyotis yarasası). İncelenen yarasalarda, memelilerde bağışıklık ve iltihaplanma
tepkilerine aracılık etmede önemli bir
rol oynayan anahtar proteinlerin aktivitesini dengeleyen mekanizmalar belirlendi. Bu mekanizmalar, yarasaların,
bağışıklık sisteminin zarar verici aktivitelerini tetiklemeden zoonotik patojenleri barındırmasını ve iletmesini sağlıyor.
Yarasaların kullandığı mekanizmalardan biri, önemli bir inflamatuar sitokin proteini olan interleukin-1
beta’yı (IL-1) tetikleyen bir protein
olan caspase-1 seviyelerini düşürmek.
Kullandıkları başka bir mekanizma,
caspase-1 ve IL-1 p arasında ince ayarlanmış bir dengeleme yoluyla IL-1p sitokinlerinin olgunlaşmasını engellemek.
Duke-NUS’un Emerging Infectious
Diseases (EID) programı kapsamında
yapılan çalışmanın ortak yazarlarından Profesör Wang Linfa, “Aşırı aktif
inflamatuar tepkilerin bastırılması,
insanlarda uzun ömürlülüğü artırır ve
yaşa bağlı düşüşü önler. Bulgularımız,
insan bulaşıcı hastalıklarını kontrol
edebilen ve tedavi edebilen yeni tedavi stratejilerin geliştirilmesine yönelik potansiyel destek sunabilir” diyor.
Duke-NUS Tıp Fakültesi, Araştırma
Kıdemli Dekan Yardımcısı Profesör
Patrick Casey, “Bu çalışma, temel bilimsel bilgileri ilerletmek için fakültemiz tarafından yönetilen birinci sınıf
bir araştırma örneği. Profesör Wang’ın
araştırması, zoonotik hastalıkların
doğada nasıl devam ettiğinin daha iyi
anlaşılmasına katkıda bulunuyor ve
gelecekteki salgınları yönetmek için
potansiyel olarak yeni yaklaşımlara öncülük edeceğinden dolayı COVID-19
bağlamında da önem taşıyor” diyor.
33
İNSAN DNA’SI
430.000 YIL
HAYATTA
KALABİLİYOR.
YENİ BULGULAR,
PROTEİNLERİN
ÇOK DAHA
UZUN ÖMÜRLÜ
OLDUĞUNU
ORTAYA KOYDU.
55