Gönderi

353 syf.
10/10 puan verdi
"Asıl amaç, diplomalı deği, bilgili ve kültürlü olmaktır." demiş Mina Urgan kitabında. Türkiye'nin dört bir köşesinde üniversitelerin açıldığı, ülkenin en köklü üniversitelerinden mezun olan öğrencilerin bile işsiz kaldığı bir Türkiye'ye denk geldik maalesef. Diploma hırsıyla sınavdan sınava, okuldan kursa koşarken bilgi ve kültür yoksunu bir toplum yaratıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarının anlatıldığı satırlarda ve İstanbul nüfusunun daha sadece yarım milyon olduğu yılları okurken içten içe bu yıllarda doğmamış olmanın hırsı ve haseti kapladı içimi. Halet Çambel'le okul arkadaşı olmak, Yahya Kemal ve Necip Fazıl'ı yakından gözlemlemek, Yaşar Kemal, Behice Boran ve Mehmet Aybars'la mitinglere katılmak, Sait Faikle aynı sofrada oturmak ve tabi ki de Gazi Mustafa Kemal Paşa ile tanışma şerefine erebilmek. İşte ütopya dedikleri bu olsa gerek. Ama en önemlisi İstanbul Üniversitesi'nin altın çağını yaşadığı yıllarda eğitim görmek. Hem de Leo Spitzer ve Erich Auerbach gibi Almanya'dan Türkiye'ye sığınan hocalarla aynı havayı solumak. Düşüncesi bile mest ediyor insanı. Ancak Özal'ın zenginleri açıkça sevdiğini belirtmesinden sonra Türkiye'nin çehresi hızla değişmiş. Bu sözlerin etkisine kapılıp para hırsına teslim olan; kültürü, tiyatroyu, sergileri, konserleri, edebiyatı önemsemeyen yeni bir kitle doğmuş. Yazarın da dediği gibi "Paranın yaşamlarını zenginleştirmediğinin, kişisel sorunlarına da bir çözüm getiremeyeceğinin iş işten geçtikten sonra farkına varacaklardır."
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,4bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.