Gönderi

Bu yıl birçok yeni yazarla tanıştım, bazı kitapları büyük bir hayranlıkla okudum. Bazılarını yeniden yeniden okumak istedim. Yıllar içinde okuyup o zamanın şartları ve rahatlığı içinde yanlış yargılara vardığım bir kaç kitabı daha yeniden okudum. O kadar farkli düşünüyorum ki şuan bulunduğum noktadan, ne tuhaf değil mi? Biliyorum, birçok şey biraz tuhaf. Birazcık da anlaşılmaz ama anlatmaya çalıştığım gençliğin ve meçhul geleceğin içime ince ince işlediği bunaltılar. Bir noktadan sonra bu bunaltıların bütün yaşamsal faaliyetlerimi çürük bir devinime kilitlemesi. Bu sene bunu çokça deneyimledik, evet hepimiz. Bizi hayata bağlayan şeylerin aynı zamanda bizi cerh ettiğini gördüm. Dış dünyam ile iç dünyam arasında; günüm ve gecemin arasında bir yorgan mı yoksa bir urgan mi var belli değildi kimi zaman. Yorucu ve konuşmayı dahi unuttuğum -kendimle bile- bir günün ardından sırtımı kanepeye yasladığımda, kazanacak ve kaybedecek hiçbir şeyin kalmamasının şakaklarımda sinsi sinsi zonklamasından bahsediyorum. Bunca acıya rağmen bir gün daha nefes alabildiğimi ciğerlerime kanıtlamak adına nefes almaktan bahsediyorum. Kötü geçirdiğimiz zamanların yanında yine her şeyin giderek eskisinden daha da beter olacağını bile bile bu ağrıyı katlanılır bir hale evirmekten bahsediyorum, e yadırgayamıyorum çünkü bir türlü çıldıramıyorum da! İşte böyle bir sene, daha önce de söylemiştim obsesif kompulsif bozukluğumuzun teste tabii olduğu bir sene idi, yine de çok okuduk, hep okuduk, herkese iyi seneler. Umarım gelen gideni aratmaz. Yeni yıl cinleri herkese bisssürü kitap getirsin. 🥳
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.