Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklamın yaptığı yalnızca, bize kıskanılır duruma daha gelmediğimizi -ama gelebileceğimizi- söylemektir.
Seyirci – alıcının, ürünü edindiği zaman erişeceği durumuna bakarak kendini kıskanması beklenir. O ürünle, başkalarının kıskanacağı bir nesne durumuna dönüştüğünü düşünmesi amaçlanır. Bu kıskançlık onda kendini beğenme duygusunu güçlendirecektir. Bunu başka türlüde anlatabiliriz: reklam imgesi alıcıdan, aslında onun kendisine karşı duyduğu sevgiyi çalar; sonra da bu sevgiyi ona, alacağı ürünün fiyatına yeniden satar.
Reklam
Yağlı boya resimde nesneler çoğu zaman oldukları gibi gösterilir. Gerçekte bunlar satın alınabilir nesnelerdir. Bir nesnenin resmini yaptırıp aldığınızda onu beze geçirtmek o şeyi satın alıp evinize koymaktan pek de değişik bir şey değildir. Böylece bir resmi satın aldığınızda o resimde gösterilen nesnelerin görünüşünü de satın almış olursunuz.
Perspektifle yapılmış yapılmış her taslak ya da yağlı boya resim seyirciye dünyanın biricik merkezinin kendisi olduğunu söylüyordu. Fotoğraf makinası – ondan daha çok da sinema makinası- aslında böyle bir merkezin bulunmadığını gösterdi.
Çıplak olmak insanın kendisi olmasıdır. Nü olmaksa başkalarına çıplak görünmektir; insanın kendisi olarak algılanmamasıdır. Çıplak vücudun nü olabilmesi için bir nesne olarak görülmesi gerekir. (Vücudun nesne olarak görülmesi nesne olarak kullanılmasına yol açar. ) Çıplaklık kendisini olduğu gibi ortaya koyar. Nü'lükse seyredilmek üzere ortaya konuştur.
Görme Biçimleri
Hepimiz bir görüntüler, sesler ve başka uyaranlar dünyasıyla karşı karşıyayızdır ve sağ kalmamız bunların hızlı ve doğru biçimde değerlendirilmesine bağlıdır. Çevremizdeki dünyayı anlamlandırmak bir tür sisteme, çevreyi hızlı ve kesin bir ayrıştırma yöntemine dayanıyor olsa gerektir. Nesneleri nesneler olarak görmeyiz; kendilerini farklı aydınlanma ya da bağlamlarda sunan, onların ya da bizim hareketimize göre değişen bir perspektif içinde biçimler, yüzeyler, kenarlar ve sınırlar görürüz.
Reklam
Özgün resimler, bir bakıma bilginin hiçbir zaman olamayacağı ölçüde sessiz ve dingindirler. Bu bakımdan duvara asılan bir yeniden canlandırma, özgün resimle karşılaştırılamaz. Çünkü özgün resimde sessizlik ve dinginlik asıl malzemenin, boyanın içine sinmiştir; insan boyada ressamın o andaki (resmi yaparkenki) hareketlerinin izlerini görebilir. Bunun, resmin boyanmasıyla insanın ona bakması arasındaki zaman aralığını kapatmak gibi bir etkisi vardır.
Sayfa 31 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Kadın olarak doğmak, erkeklerin mülkiyetinde olan özel, çevrelenmiş bir yerde doğmak demektir. Kadınların toplumsal kişilikleri, böylesine sınırlı, böylesine koşullandırılmış bir yerde yaşayabilme ustalıklarından dolayı gelişmiştir. Ne var ki bu, kadının öz varlığının ikiye bölünmesi pahasına olmuştur. Kadın hiç durmadan kendisini seyretmek zorundadır. Hemen hemen her zaman kendi imgesiyle birlikte dolaşır. Bir odada yürürken ya da babasının ölüsünün başucunda ağlarken bile ister istemez kendisini yürürken ya da ağlarken görür. Çocukluğunun ilk yıllarından başlayarak hep kendi kendisini gözlemesi, bunun gerekli olduğu öğretilmiştir ona.
Sayfa 46 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Çıplak kadın resmi yapılıyordu çünkü çıplak kadına bakmaktan zevk duyuluyordu; kadının eline bir ayna veriliyordu ve resme Kendine Hayranlık deniyordu. Böylece çıplaklığı zevk için resme geçirilen kadın ahlak açısından suçlanıyordu.
Sayfa 51 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bunu şöyle yalinlastirabiliriz:erkekler davrandıkları gibi,kadınlar göründükleri gibidirler.erkekler kadınları seyrederler kadınlar seyredilislerini seyrederler.bu durum ,yalnız erkeklerle kadinlar arasındaki iliskileri değil,kadınların kendileri ile ilişkilerini belirler.kadinin içindeki gözlemci erkek,gozlenense kadındır.boylece kadın kendisini bir nesneye - özellikle görsel bir nesneye- seyirlik bir şeye dönüştürmüş olur.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.