MUHTEŞEM bir tespit bırakıyorum sizin için:)
SEVMEK ÜZERİNE; Eğer birini sevdiğinizi söylüyorsanız, psikolojik açıdan bunun birkaç açıklaması olabilir: • Muhatabınızda kendinize benzeyen bazı nitelikleri görüyorsunuz ve bu ortak zeminde paylaşımda bulunmaktan, onun size ayna tutuyor olmasından hoşlanıyorsunuz. Yani 'ondaki kendinizi' seviyorsunuz. • Muhatabınızı bazı yönleri açısından olumlu buluyor ve onun aradığınız kişi olduğunu hayal ediyorsunuz. Onu hayalinizde tanımlıyor ve hayal ettiğiniz o kişiyi seviyorsunuz. Yani 'kendinizdeki onu' seviyorsunuz. Sizde olmayan ama muhatabınızda olan bazı değer ve nitelikler ikinizin arasında tamamlayıcı bir birlik oluşturuyor, böylece kendinizde eksik olanı eşiniz/sevdiğiniz kişi sayesinde elde etmiş ve kendinizi tamamlanmış hissediyorsunuz. Yani, 'kendinizde eksik olanı' seviyorsunuz. • Onunla yaşadıklarınızı, paylaştıklarınızı, birlikte ürettiklerinizi veya ilişki sürecinden aldığınız keyfi seviyor; bütün bunları size o sağladığı için de onu seviyorsunuz. Aslında, 'onun üzerinden oluşan etkiyi ve aldığınız hazzı/keyfi' seviyorsunuz. • Birini sevmenin duygusal açıdan size verdiği tatmini, sevginin size hissettirdiklerini seviyorsunuz. Yani 'sevilmeyi- sevmeyi' seviyorsunuz. Özetle, psikolojik düzeyde sevgi; karşılıklı bir ihtiyaç ve alışveriş sürecidir. Bu alışveriş süreci de farklı benliklerin bilinç düzeyleri ile yaşanır. Kişi; kendisine ve muhatabına yüklediği anlama göre farklı bilinç ve sevgi hallerini deneyimleyebilir.
İsmail Acarkan
İsmail Acarkan
TANRI'NIN GÜCÜ VE TANRI'NIN BİLGELİĞİ
Kutsal Kitap'ın ve Hristiyan inancının pek çok kısmı bu dünyanın bilgeliğine ve yöntemlerine doğrudan aykırıdır. Dünya belli bir şekilde düşünür; belli standartları vardır; belli ilkelere göre hareket eder. Ancak Tanrı'nın Sözü'nde açıkladıkları tüm bunlara doğrudan aykırıdır. Tanrı olaylara tamamen farklı bir açıdan bakar. Kutsal
Reklam
Azra Kohen ve buna benzer zihniyette olan kimseleri okumayın dediğimizde de batırıp çıkarıyorsunuz.Gerçek yüzünü şimdi görüyorsunuz sizden önce görenlere de itiraz etmeden önce bir "acaba" payımı bıraksanız?Okuma önceliğimiz ehli sünnet kitaplar olmazsa düşünce yapımız batıya ve bu zihniyette insanlara göre evrilir.Sonra bekle ümmet bilinci yerleşsin.
Ah hayat!
Konuşmaya gerek yok, görüyorsunuz.
Günaydın...
Galiba sizinle tüm gerçekleri oturup konuşmanın zamanı geldi.. Paylaşımlarıma dikkat ediyor musunuz? Bir kısım paylaşımlarım, akıl potansiyelinin dahi çaresiz kaldığı, kendi gönl-i idrak ve tahayyüllerimle yazılmış, sonsuzluğa kucak açmış, okuyanı o, mistik ve egzotik huzurun avuçlarının içine gark eden, boyut ötesi bilgiler... Diğer kısım
Bazıları sanatçılara filan tiwit atmıyor filan diyor. Heykel yapan birçok cemaate göre sanatçı değil. Şiir yazanların bir kısmı. Şarkıcı, türkücü, balerin, saz çalan... Hangi sanatçıdan bahsediyorsunuz. Belki doğru olanı yapıyordur. Hem bi sanatçı ol, sonra tiwit filan at. Hem tiwit ne işe yarıyor. Bazı bilim adamları sosyal medyayı kullanmıyor. Sanatçıdan beklentiniz varsa, neden onu küçük görüyorsunuz... Yok Avrupa'daki atıyormuş. Avrupa sanatta üstün mü demek oluyor bu. İnsanlıkta mı üstün... Hem Avrupa'daki sanatçı doğru olanı yapınca üstün, ama sanat yapan kötü. Ne yazdım şimdi ben.
Reklam
Mutlu görünüyorum, değil mi? Kalbimdeki kesikleri görmüyorunuz. Sadece yüzümdeki gülümseme.. Ama hiç gözlerime baktınız mı? Boşluğu, karanlığı gördünüz mü? Gülüşümü duyup, gülümsememi görüyorsunuz. Eğer gözlerime baksaydınız, Aslında ölüyor olduğumu görürdünüz.
Günaydın... Hayırlı sabahlar...
Sabah çaylarınızı kahvelerinizi yudumluyorsanız hemen konuya girelim: Kelebek sana senin hayatını anlatıyor, hâlâ görmeyecek misin? Tırtıl kendi kozasını örüyor ve içinde yaşıyor. Burası onun kendi dünyası, etrafına bu kozayı kendi ördü. Siz de kendi bilinç potansiyelinizle, kendi karanlık kozanızı kendiniz ördünüz ve içindeki karanlıkta
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.