“Sen bana el edince, işte o zaman soyundum esvaplarımı, girdim ırmağa. Dönüşü yok artık bu yolun, dedim. Ya sen kazanırsın, ya ırmak, dedim. Irmak güç yetiremedi bana, kulaçlarımın hakkından gelemedi, sanki ellerimden tutmuş karşı kıyıya çekiyordun beni. O gücün başka kudreti olamazdı. Olamazdı. Bütün hikmeti buydu. Sen elimden tutmuştun. Irmağın öfkesini yendim. Irmağın töresini yendim. Sonra çıktım ırmaktan, bedenimde binlerce ırmak.”