Aklı da aşkı da üstad Necip Fazıl'ın iman ve fikir teknesinde yoğuran yedi güzel adamdan biri, Müslümanca düşünmenin ve Müslümanca yaşamanın nasıl olması gerektiğini kalemiyle yazan hayatıyla gösteren #RasimÖzdenören da hakk'a yürüdü. makamı cennet mekanı ali olsun.
Ahh gül yetiştiren adam.. vah ki günümüz hengamesinde tüm bu aykırılıklara alışmış nefsim..
Denemelerden romana muhteşem bir geçiş olmuş. İlk ve son romanıymış üstadın. Roman çok okumayan biri olarak roman yazmasına devam etsin isterdim. İki konu birlikte ilerlemiş ikisinde kaçamadıgımız gerçekler, içine düştüğümüz tuhaf paradoks var. Tuhaf diyorum çünkü gül yetistiren adamın gözünden bakıyorum bazen tüm bu olanlara, yaşananlara. Kendimi konduramıyorum akıp giden zamana. Çoğumuz değil miyiz "Ben bu çağa ayak uyduramadım üstadım" diyen. Uyduramayız. Akıl alacak gibi değil. "İslam zahiri, iman kalpte" diyor üstad. Hangimiz gösteriyoruz İslam'ı. Uyanmalıyız.. vakit geç olmadan diriliş neslinin saflarında yerimizi almalıyız. Belki İslam'ın tekrar hakkıyla yaşanıp yaşatıldığı o güzel çağa denk gelemeyecegiz ama onun dirilisinin tohumları olabiliriz Allah'ın izniyle.. en azından bu yolda mücadele etmiş oluruz. Rabbim bize İslam'ı hakkıyla yaşayıp, yaşatılması için mücadele eden, hayırlı nesiller yetiştirip daima Allah rızasını gözeten kullarından eylesin.. gayret bizden Tevfik Allah'tan.
"Bol bol okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır."
Türk edebiyatının Gül Yetiştiren Adam'ını, Yedi Güzel Adam'ın son çınarını, sürekli okumamızı tembihleyen bir güzel üstadı kaybetmişiz. Devrin daim olsun üstad
Yıllar evvel okuduğum ama değeri her geçen gün artan bir kitap
Gül yetiştiren adam…
Bir yanda Batı kültürünün tesîri altında köşeye sıkışmış, çaresiz kalmış yeni dünyada yaşayan metropol insanı. Bir yanda Anadolu’da yıllardır evinden dışarı çıkmayan, sokakları kendisine yabancı olarak görmüş adeta bu ‘’yeni dünya’’ yı protesto edercesine evine
Yazar bu romanı yazarak her cihetiyle Batılılaşmakta olan günümüz hayatını protesto ediyor. Müslümanca bir gözden yazılmış olan bu romanda Müslümanca olmayan her şey, yazın ortasında montla dolaşmak gibi, kışın kısa kolluyla karlı havada gezmek gibi yadırganıyor. Çünkü nazar Müslümanca şekillenmiş. Kışın hava soğuktur, haliyle mont giyilir. E
- hani bazen filmlerde olur, adam masumdur ama bunu yalnızca seyirci bilir, asıl bilmesi gereken bilmez, bütün hayatım boyunca böyle bir durumda yaşadım ben..
Edit: Yazımın sonundaki alıntıyla başlamak istiyorum.
Kısaca Rasim Özdenören bu kitapta ” Şu an mezarlarında dedelerimizin kemikleri sızlıyor. ” cümlesini müthiş bir üslupla ve keskin cümlelerle bedenimizin içindeki ruhumuza anlatıyor.
Kitabı okumadan önce bu yazıyı okumanızda sanırım fayda var. Çünkü ben bu kitabın 40. sayfasında olay örgüsünü