Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik vazoyu
Şuan Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır eserini okuyorum. Ve 41. Sayfada malesef ki gerçek olan ve bizzat yaşadığım olay aklıma geldi ve güldüm. Kitapta: "Tüm alışkanlıklarımız, kalite ve işine değer katma dışında. "Yok canım o kadar da değil demeyin.", "bu haplar alışkanlık yapıyor olamaz, ben yıllardır kullanıyorum" diyen insanlara dönersiniz" diye yazıyordu. Ve bunu bende yaşamıştım. Annemle tansiyon ölçmeye gidiyorduk. Annem bir arkadaşını gördü ve konuşmaya başladılar. Tansiyon ilacından bahsediyorlardı. Ve o abla : "Yok ya bağımlılık yapmıyor ben 3 yıldır kullanıyorum" demişti. Beni de bir gülme almıştı ki sormayın. Kitapta da görünce 'şaka gibi ya' demeden geçemedim. Gerçekten çok komiğiz :) ama bizi seviyorum. :)
Reklam
Ben seni sevinceye kadar, sirlari hic sevmezdim. Hele hele birinin sirdasi olmayi, onun sirlarini tasimayi hic sevmezdim. Eskaza biri soze, "ay duramiycam sana anlatmazsam catliycam" diye baslarsa falan.. Hemen ani bir atilisla onu susturur, asla bilmemem gereken bir seyi bileyim heyecanina dusmezdim. Sonra ben, seni sevdim, sirlari da
Ben Artık Bu Adamla Nasıl Düşman Olabilirdim!
Bir anzak askerinin çanakkale savaşı sırasında ailesine yazdığı mektup... 10 AĞUSTOS 1915 GELİBOLU Sevgili ve bir zamanlar mutlu ailem. Gelibolu cehenneminden hepinize merhaba! Bu mektubu size yazmak niyetinde değildim. Aslında ben artık kimseyle konuşmak kimsenin, kimsenin yüzünü görmek istediğimden de emin değilim. Hem siz benim buraya
Kelimeler
Kelimelerle aram iyi oldu hep, parmaklarımı kullanırken tabii. Öyle geçip de bir insanın karşısına gözlerine bakarak konuşamadım hiç, seviyorum, sevmiyorum söyleyemedim. İçim sıkıldı yazdım, sevindim yazdım, üzüldüm, ağladım, kızdım, güldüm ama hep yazdım. Suya anlatır gibi dokundum tuşlara. Hiç gocunmayacağım ben defter kalem insanı da değilim.
En çok istanbula benzeyen gözlerini sevdim gözlerinde devrik cümleler gibi bakan kederi esirgeyen bağışlayan aşkın adıyla başladım sana erkekliğim bedeninde kimbilir kaç kez hatim indirdi kimbilir kaç kez yazdım kendimi arka sayfalarına hayatının faili meçhul bir cinayet haberi gibi kırlangıç fırtınalarına benzeyen yüzünü sevdim jilet
Reklam
142 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.