Selam arkadaşlar
Bugün ki kitabımız bir aşk hikayesi, ama ne aşk hikayesi bizden kendimizden yani etrafımızda gördüğümüz mutsuz biten,mutsuz süren evlilikleri en güzel şekilde anlatan bir aşkı konu alıyor.
Aşkın sabrın ve ailenin hayatlara etkisinin anlatıldığı kitabımız çok güzel bir dille yazılmış bir solukta bir çırpıda okuyorsunuz..
Öncelikle Naciye seni Allah bildiği gibi yapsın. Hak mı, reva mı gençlere, aşıklara yaptığın bu arada Naciye kitabımızın baş karakteri Murat'ın annesi bir nevi kitabın kötü karakteri Aliye Rona Dilligili kısaca konusuna gelirsek Murat ve Mary'in tutuklu bir aşkını işliyoruz hatalar, yasaklar içerisinde çekirdek bir aile yapısı içinde büyüyen Muratın aşkı için ailesi ile karşı karşıya kalışını izliyoruz böyle sakin sakin yazdığımda bakmayın aşırı derecede sinir oluyorsunuz yapılan hatalar karşısında kitabın karakterlerine, ah ah Naciye senin gibi o kadar çok ki etrafımızda bir rahat bırakın gençleri..
Kitabın ana teması olarak Aşk ve Aile görülebilir.
Ben kitabı çok beğendim kesinlikle tavsiye ederim
Kitapla kalın dostlar
Herkese merhaba yılın son kitap yorumuyla geldim ve kesinlikle bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum yeni yılda ve bu vesileyle sayfamın bütün takipçilerine mutlu sağlıklı bereketli bir yıl diliyorum sevgiyle kalın
Ve gelelim yoruma...
Hilal ve Serkanın mutlu giden bir evliliği vardır yaklaşık dört yıldır evli ve çocukları yoktur bir pazar sabahı kahvaltıyı dışarda yapmaya karar verirler Hilal hazırlanırken bulduğu bir kutuyu açıp baktığında Aşkıma yazılı bir yüzük görür ve eşinin ona doğum günü sürprizi yapacağını düşünüp sessiz kalır.
Kahvaltıdan sonra sahilde gezip temiz hava alıp dönüş yoluna geçerler fakat dönüşte geçirdikleri kaza ile Hilalin bilinci kapanır hastanede yapılan müdahale ile kendine gelir ve bir gece müşahede altında kalacağı söylenir
Serkan iyi olduğu için eve döner fakat bir süre sonra Hilal fenalasır ve hayatını kaybeder
Cenaze merasimi yapıldıktan bir süre sonra inanılmaz bir şekilde Hilal gözlerini açar ve mezarda olduğunu anlayınca ordan kurtulabilmek için var gücüyle mücadeleye başlar
Bakalım Hilal o mezardan çıkabilecek mi
Onun ölmediği yanlışlık yapıldığı ortaya çıkacak mı
Kendine has üslubuyla, duru ve yumuşak anlatımiyla, akıcı kurgusuyla Güler Bilkay Hanim benim severek takip ettiğim yazarlar arasındadır. Her kitabını ilgiyle okudum. Sevgiline Söyle Eve Geri Dönüyorum da onlardan biri oldu. Hilal ve sevgili eşi Serkan'in bir kaza sonrası değişen hayatlarına parmak basan yazar, hayata dair küçük dersler vermeyi de ihmal etmiyor bu kitabında. Bir insanin başına herşey gelebilir diyen yazar, kitabında kahramanlarının başlarına gelen ilginç olaylarla okuru hem şaşırtıyor hem de ilgiyle satırları yutarak okumanıza sebep oluyor. Yalın bir anlatımla yazılan bu kitabı, romantik kurguyu sevenler eminim ilgiyle okuyacaklardır.
İnsan çok sevdiği bir yakınını kaybettiği gün kalbinde kırk mum yanarmış. Her gün bu mumlardan biri söner, kırkıncı günü tek bir mum kalırmış. Bu mum o kişi ölene kadar kalbindeki özlem olarak yanmaya devam edermiş.
Uzun zamandır yazmak isteyip de gerek ufak tefek sağlık sorunlarım, gerek iş yoğunluğum sebebi ile hep ertelediğim inceleme ve yorumuma başlıyorum. Amele adamın işi mi yoğun olurmuş demeyin, "bu gün fazla mesai var" dediler mi içinden ne kadar isyan etsen de sessiz sedasız tamam diyorsun. Yaşım gereği de mermer işi artık ağır gelmeye
Merhaba arkadaşlar kalemini çok beğendiğim yazarın bir kitabının yorumu ile geldim bugün
Kitabı fuarda yazarımızın elinden imzalı olarak almıştım ama bir türlü okumak nasip olmamıştı. Bugün okudum.
Kitabı okurken kendimi nostalji kokan bir yeşil çam filmi izliyorum sandım.
Sinan, küçük yaşta annesini ve babasını kaybettikten sonra İstanbul'da amcasiyla yaşamaya başlar ve daha Orta okula giderken okulu bırakmak zorunda kalır. Yıllar sonra memuriyet sınavına girip hademe olarak hastanede çalışmaya başlar ve amcasının yanından ayrılıp kendine bir göz oda tutar. İş yerinde kendini sevdirir bu akıllı, ağır başlı oğlan ve hastaneye gelen zengin bir hasta sayesinde dışarıdan okumaya başlar. Ama bu arada hastanede çalışan bir memur kıza gönlünü kaptırır. Kıza açılır ve duyduğu hakaretlerden ve assagilanmadan sonra daha bir asılır derslere o kadar çalışır ki üniversitesi mezunu olur.
Sevda, güzel bir kız ama gözü çok yükseklerde olan birisi. Zaten sırf zengin değil diye Sinan'ı reddetmişti. Ama acaba hayat Sevda'ya o istediği zenginliği sundu mu dersiniz?
Okuyup öğrenin arkadaşlar
İyi okumalar diliyorum
Kitapla kalın.