“Eğer bir kişiye "seni seviyorum" diyebiliyorsam, "sende herkesi seviyorum, seninle tüm dünyayı seviyorum, sende aynı zamanda kendimi de seviyorum" da diyebilmeliyim.”
Sevme Sanatı, Erich Fromm
Neşterini kullanırken dikkatli olan eğitimli bir cerrah gibi, ebeveynlerin de kelimeleri kullanma becerisine sahip olmaları gerekir. Çünkü kelimeler bıçak gibidir. Kelimeler, fiziksel olmasa da çok acıtan duygusal yaralara yol açabilirler.
Auschwitz Dövmecisi'ni 7 Ekim katliamından aylar önce okudum. Okurken betimlemekten çok kez kaçındım. Öyle ki masum insanların insan olduğu unutularak acının sınırlarının nasıl zorlandığını, çok kez de aşıldığını tüm gerçekliği ile ortaya seren bir kitap. Bunca acının tam merkezin de, tek amaçlarının hayatta kalabilmek olduğu o dehşet işkence kampın da aşkın iki genci nasıl ayakta tuttuğunu da okurken, görüyorsunuz...
Bu kitabı okuduktan sonra etkisinden çıkmam uzun sürdü. Geçmişte yapılan soykırıma şahit olunan bu kitabın etkisi daha tam geçmemişken 7 Ekim vahşetine yaşayarak şahit oldum. İnsan olan şunu sorguluyor ki bu kadar kötülüğü yaşamış, geçmişlerin de soykırım olan o millet nasıl olurda masum insanlara insan olduklarını unutarak kıyar. Geçmişte çalışamayacak durum da olan her bir bireyi çocuk,kadın, yaşlı demeden gaz odalarına yollanmış, soykırıma bizzat uğraşmış bir millet nasıl bu denli nefret saçabilir... Geçmişini okuyup acıdığım,etkisinden çıkamadığım o milletin bugün soykırım yapıyor oluşu, geçmişte onlara yaşatılan zulme oh dedirtmedi aksine daha çok acıyorum onlara. Vakti zamanında insanlıklarına saldırılmış, bugün insanlıklarının olmadığını tüm dünyaya ispatlıyorlar yazık. Kitap mutlaka okunup günümüzle karşılaştırılmalı...