Hayaller güzeldi. Her şey dahildi.
Sınırsız ve sonsuzdu. Zaman ve mekan yoktu.
Yerçekimi, suyun kaldırma kuvveti, Dünyanın Güneş etrafında döngüsü, savaşlar, sınırlar, yasaklar yoktu. Sınavlar, iki kere iki dört ederler, yazları kurak kışları yağışlı geçerler, geçmiş olsunlar, başınız sağ olsunlar, sonu kötü biten romanlar, açılmayan telefonlar, bir proje gibi çocuk yetiştiren ebebeynler, takıntılı sekreterler, her şeyden şikayet edenler, boş vermişler, tatil dönüşü beyaz giyip işe gelenler, kasıntı müdürler, asık suratlı memurlar, iş arkadaşlarına günaydın demek için yönetici olmayı bekleyenler, her şeyin doğrusunu bilenler... Hiçbir şey yoktu. Özgürdük. Özgürlük her yerdeydi. İstediğin yerde, istediğin kişi olabilirdin. Çatlayana kadar patates kızarması, biftek yiyebilir. Dünyanın dönüş yönünü değiştirene kadar içebilir, nefesin kesilene, kasıkların ağrıyana kadar gülebilir, günlerce hiç durmadan dans edilebilirdin.