Bir ideal etrafında barbarlıktan medeniyete yükselmek, sonra bu ideal gücünü kaybedince çözülmek ve ölmek. İşte bir milletin hayat seyri bundan ibarettir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Kasırgalarla nasıl münakaşaya girişilmez ise kitlelerin dogmalarıyla da öylece münakaşaya girişilmez.
Sayfa 164Kitabı okudu
Kitle tarafından kabul gören fikirler her zaman dayatılmış fikirlerdir, tatışılmış olanlar değil. Bu açıdan bakıldığında, kitle seviyesinin üzerine çıkamayan birey sayısı oldukça fazladır. Kimi fikirlerin bunca kolay şekilde genelleşmesi, kendi muhakeme yeteneğine dayanarak belirli bir fikir oluşturmanın pek çok insan nezdinde imkansız oluşundan ileri gelir.
Şüphesiz, kalabalıklar çoğu defa cinayet işlerler, fakat çoğu defa da kahraman olurlar
Bir kitlenin, telkine karşı direnecek derecede kuvvetli kişiliğe sahip bireyleri, sayıca azdır ve olayların genel akışı içindeki heyecan onları sürükler
Her günkü fiillerimizin birçoğu, anlatamadığımız ve açıklayamadığımız gizli özelliklerin eseridir
En, kurnaz çapkınlar, kabadayılar bir kitleye girdiklerinde çoğu zaman en sıkı ahlâk prensiplerine sadık kalırlar. Tain’in işaret ettiği gibi. Eylül canileri öldürdükleri insanların üzerlerinde buldukları ve çalınması kolay para cüzdanlarını ve mücevherleri komitelerin masası üzerine koymuşlardır. 1848 ihtilâli esnasında Tuileries Sarayını basmış olan gülünç, sefil sürüler, gözlerini kamaştıran ve yalnız bir teki günlerce geçimlerini sağlamaya yetecek olan eşyadan hiç birine dokunmamışlardır.
Av merakı ve kitlelerin gaddarlığı aynı kaynaktan çıkar. Müdafaasız bir zavallıyı paralarken kitleler pek alçak bir gaddarlık gösterirler; fakat bu alçak gaddarlık, filozofun gözünde, köpeklerinin zavallı bir ceylânı nasıl paraladığını görmekten zevk alan ve bunun için toplanan avcıların alçak gaddarlığının yakın akrabasıdır.
Onları kandırmaya gücü yeten kolayca efendileri olabilir. kitleyi aydınlatmaya çalışansa, hep kurbanları olur.
Gustave Le Bon (1841-1931), Fransız doktor ve kitle psikolojisinin kurucusu
Sayfa 17Kitabı okudu
Aynı psikolojik kurallar sözde genel oy hakkının gerçekte basit bir kurgu olduğunu gösterir. Kalabalığın liderlerinkinden başka kendine ait bir fikri yoktur. Genel oy hakkı aslında en sınırlı oy haklarını temsil eder.
Sayfa 320 - Atlantis YayıneviKitabı okudu
Destansı Yunan çağlarından modern zamanlara kadar dünyayı sarsmış olan demokratik düşünceler doğal eşitsizliklerle her zaman çatışır. Bazı gözlemciler insanlar arasındaki eşitsizliğin eğitim sebebiyle oluştuğunu savunurlar. Aslına bakılırsa, doğa, eşitlik diye bir şey bilmez. Zekâyı, güzelliği, kuvveti, yeteneği ve kişiye diğerleri üzerinde üstünlük bahşeden diğer tüm özellikleri adil olmayan bir şekilde dağıtır.
Sayfa 306 - Atlantis YayıneviKitabı okudu
Bu terimlerin anlamları yeterince açık olsa da, insanlara ve zamana göre farklı şekillerde yorumlanabilir. Farklı zihin yapılarına sahip insanların aynı kelimeleri çeşitli şekillerde yorumlaması tarihin çelişkili olmasının en sık rastlanan nedenidir.
Konvansiyon üyelerine göre, özgürlük sadece sınırsız despotluğunu uygulamak demekti. Genç ve modern bir "entelektüele" göre ise aynı kelime gelenek, yasa, üstünlük gibi sıkıcı olan her şeyden kurtulma anlamına gelir. Modern bir Jakobene göre ise, özgürlük rakiplerine zulmetme hakkında yatar.
Sayfa 302 - Atlantis YayıneviKitabı okudu
Eğer bu mücadele, inananlarla kayıtsız kalanlar arasında yaşanmış olsaydı, bu kadar uzun süremezdi. Çünkü kayıtsızlık her zaman hoşgörülüdür. Ama mücadele gerçekten de ik farklı inanç arasındaydı.
Sayfa 287 - Atlantis YayıneviKitabı okudu
Kendi içinde bölünmüş bir ülkedeki yerel zorbalıklardan kaçınmanın tek yolu olan merkezileştirme her zaman devam ettirilmiştir.
Sayfa 280 - Atlantis YayıneviKitabı okudu