Yazar, kitabın üzerine karpuzalabalığı yağı bocalamamızı, altı santim boyunda bir kibrit çöpüyle kitabı ateşe vermemizi, ortaya çıkan ışıkları karşısına oturup izlememizi isterdi.
Peki ben ne yaptım? Kitabı geri dönüşüm kutusundan kurtarıp bir solukta okudum. Bu, yazar için Margaret'in her seferinde o çivisi gevşemiş tahtaya basmasıyla aynı rahatsız edicilikte olmalı.
Söyleyeceklerim henüz bitmemişken bir sorum olacak; "benim adım" ne?
Kitaptan ayrık: Bitmedi tekke, zaviye, şeyh, tarikat sevdanız. Olamadınız kendi başınıza müslüman. Yüreğiniz yok Allah'ın huzurunda tek başınıza dikilmeye.
Kitaba dair: Kelime hazinesi geniş bir ağabeyimiz. 163 sayfa, kayda değer 6-7 beyan. Deprem üzerine yorum ve bilhassa insancığın deneme sürümü olarak gördüğü kendi hayatı.
İki kişinin olduğu bir mekanda en az bir yoz vardır.
Birincisi diğerinin kanını emer, muhtemeldir… Gün olur ikisi el verir, gayrı mekandan (toplum/devlet) koparmak tek emeldir. Hiçbiri yok mu, yazar öldürülür çün mekanda bu temeldir.
Ne denir, acaibü'l-mahlukat…
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,3bin okunma
İki kaşı arasında duyulan geçmiş zaman kipi, meneviş ve ebruli. Bir de dağlarda ölen çocuklar kimdir?
Bu yorum, bu kitaba, bu mecrada, çok biliyorum ya, çok bile.
Kapakların arası dört kitaptan teşekkül, yukarıdaki, ilk ikisi için muteber.