Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Bu kitabı okumak benim için ilginç bir deneyimdi. Bu deneyimin ilginç olduğunu anlamam için ise özlediğim bir şeyi hatırlamam gerekti: Sesli okumak. Bazen kitap okurken, eğer ortam müsaitse, bir anda sesli okumaya başlarım. Boğazımın kuruyacağı ana dek böyle okurum. Kendi sesimle kitabı duymak, hikayeye sanki hacim katar. Ben mi kitabın içine
Serhat kılıçarslan(inceleme)
Bence Huzur Sokağı' nı okuyan bir insan kendine illaki bir pay çıkarır. Kitapta karakterler çok güzel işlenmiş. Kitap akıcı bir dile sahip. Ayrıca sizde merak uyandırıyor. Kitabı okumaya başlıyorsunuz bir olay ile karşılaşıyorsunuz kitabı okumaya devam ettiğinizde yazar önceki olayı unutmuş bu durumla önceki kısım uymuyor gibi düşüncelere girerken bir sonraki sayfada şaşıp kalıyorsunuz ve önceki olayın başka bir şey anlatılırken devam ettiğini görüyorsunuz yani kitapta olaylar gerçek hayattaymış gibi zamanla birlikte akıyor. Bu benim çok hoşuma gitti ve ben kitapta şurası olmamış burası böyle olmalıydı demedim hiç...Herkesi bu kitabı okumaya davet ediyorum...
Çağımızın hastalığı Anksiyete (Kaygı) yoğun bir iç sıkıntısı, huzursuzluk, kolay giderilemeyen bunaltı ve endişe halinin tarifidir.Melek de ruhunu kıskıvrak saran ve kendini kaybolmuş hissettiren bu hastalıkla baş etmeye çalışıyor, kendini hatırlamaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda çocukluğuna,en mutlu anılarının olduğu o eve gidiyordu.
Denizci ile o
“İnsanın bir yerde denenmemiş bir umudu olmalı bence.. Saklı kalmalı..”
Selçuk Baran’ın kalemi ne hoşmuş.. Kitabı bitirdikten sonra düşündüğüm şey buydu. Bu kadar bizden, içimizden öyküleri kendi tarzıyla ne güzel yorumlamış. Sıradan hayatlar, gündelik yaşamlar onun kalemiyle parıldamış sanki. Öykülerin merkezi insan..
İnsanı tüm zıtlıklarıyla; umut çaresizlik, acı mutluluk, hayata tutunma yalnızlaşma ile harmanlamış.
Birçok yazarın övgüyle bahsettiği fakat günümüzde daha fazla okur tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir yazar olduğu yazıyordu arka kapakta. Ben de kendisini ilk defa okuyorum. Bu kitabı ikinci öykü kitabı ve Sait Faik Hikaye Armağanı’na değer görülmüş. Kitapta birbirinden bağımsız ve güzel, içinizde bir yere değen öyküler bulunuyor.
Hanımefendiyi okumak benim için zevkti. Başka kitaplarıyla da mutlaka bir araya geleceğim. Diğer okurlara da ulaşmasını dilerim.
Sevgiler
Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Konusu, aşımı - öngörücülüğü diyemiyorum çünkü yazar sonsözünde kendisini bu şekilde tanımlamış - ile bilimkurgu türünde tanıştığım eserlerin en üstünde yer aldı.
Savaşın gölgesinde, adeta hipnotize olmuş, düşünmeyen, sorgulamayan, uyutulan bir toplumda söndürmekle değil yakmakla görevli bir itfaiye timi düşünün... Ama yaktıkları şey sadece kitaplar. Kitapların yerini tespit etmek için mekanik tazılar bile icat edilmiş.
Bir itfaiye eri olan Montag tanıştığı kız McClellan sayesinde hayatını, evliliğini, işini sorgular ve her şeyin bilinçsizce tüketildiği, düşünmeden adapte olunduğu, anlamsızlaştırıldığı, içinin boşaltıldığı, değersizleştirildiği bu dünyada kurtuluş için bir şeylerin saklanması ve hatırlanması gerektiği gerçeğini keşfeder. Bu yüzden kitaplara sarılır. Onları kaçırır, korur, saklar ki bu durum başına büyük belalar açar.
Teknolojinin insanları kitaplardan uzaklaştıracağını, günümüzü ve geleceği büyük bir sağduyuyla öngören; kitaplar, kütüphaneler ve bilginin değeri ile ilgili yazılmış en güzel distopyalardan biriydi.
Bayıldım.
Bu kitap kalbime, ruhuma öyle zarifçe dokundu kiii…Kitap usulca kolunuza girip sakin sakin bir duygu yoğunluğunun kıyısının en ucuna getiriyor ve minicik bir dokunuş…Hoop! Müthiş tatlı ve yoğun bir duygu-düşünce denizindesinizKitap boyu üzerimde sıcacık bir elin şefkatli teması varmış gibi hissettim.
İnanılmaz güzel tasvirler, eğretilemeler, benzetimler bu duygu yoğunluğuna eklenince çoğu cümleyi iki defa okudum. Kitabın çok sevdiğim bir özelliği de yazım tekniği. Aslında bize geçmişte yaşadığı bir yasak aşkı ve ona çaprazlanan diğer ilişki sarmallarını anlatan bir anlatıcımız var ama bunu öyle bir şekilde yapıyor ki tıpkı hepimizin bir şey anlatırken zihnimizde binbir başka ışığın yanması gibi hikaye oradan oraya atlayıp sonra tekrar başa dönüp giden zikzaklara dönüşüyor. Tabii araya düşünceler de karışıyor. Hikaye anlatıcılığının bilinçakışıyla harmanlandığı bu dağınıklığı zihnin çalışmasını çok gerçekçi yansıttığı için pek sevdim.
Duyguları, hisleri çok kuvvetli geçirdiği en güzel yerlerden birisi Nessim’in Melissa’yı ilk defa yanına çağırttığı geceydi ki bayıldım!
Bir tek sondaki çalışma notlarına pek anlam veremedim. Her şeyiyle çok nahif olan bu kitabın devam kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
Düşüncenin Gücü
İçinde güzel hoş yazıların olduğu çıtır çerez bir kitap.1900'lü yılların başında yazılmış ve hala okunan başarılı, günecele uyum sağlayan bir kitap. üzerine çok şey koyulmuş halleri kişisel gelişim dünyasında var .Okunamaya değer , insanın kendi iç dünyasındaki tembel, korkak , hareketsiz
halleriyle yüzleştiren , iç muhakemesini arttıran güzel tavsiyeler içeren değerli bir kaynak. Kısa sürede okunup bitirilebilir , bol bol altını çizmek gerekiyor. İçindeki bilgileri sürekli akılda tutup zihinsel ve bedensel yaşama uygulamak gerekiyor yoksa uzun dönemde hayata etkisinin olacağını sanmıyorum. Kesinlikle okunmayı hak eden bir kitap.
Ah ne kadar huzur veren, dinginleştiren, insana olgunluğun sakinleştiren elini uzatan bir kitapmış bu!
Anakara ismini verdiği bambaşka bir dünya kurmuş Mungan. Bu dünyada şiire, şairlere çok önem veriliyor. Büyük mekanlarda toplanıp şiirler okunuyor, öne çıkan şiirlerin yazıldığı bayraklar dalgalanıyor. Bendag isimli efsanevi bir şairimiz var, yıllar önce zirvedeyken kaçıp gitmiş kendine denizi mesken tutmuş. Ama ölmeden önce yurduna dönmek istediğinde aradan geçen yıllar, ondan habersiz topladıklarını Bendag’ın kucağına bırakıverir. Sadece şairleri öldüren bir katil, onun peşindeki polis, şiir filozofu Moottah ve çırakları, hırslı şairler, silik şairler ve hepsine ayna tutan şairin kuyusuyla birlikte sayısız şey yığılmıştır Bendag’ın kucağında. Düğümler çözülmek için onun bilgeliğinden nasiplenmek ister gibi dönüşünü beklemiş adeta.
Kaderine üzüldüğüm çok kişi oldu ki bunların başında Serhenas ile Moottah ve çırakları geliyor.( Moottah’ın başına gelenleri öyle güzel şekilde vermiş ki geçmişte yaşandığını öğrendiğimde Mungan’ın ustalığını takdir ettim)Kesinlikle her açıdan çok dolu bir kitap. Örneğin künd kapıların nasıl yapıldığı gibi inceliklere değinirken bu esnada insan yaşamına, iç dünyamıza dair pek çok güzel şey düşündürüyor. Ne kadar bahsedersem edeyim kitabın güzelliğini ve doluluğunu anlatmakta yetersiz kalacağım kesin. Baştan sona çok ustaca ilmek ilmek örmüş Mungan. Pek çok sevdim.
Bu kitabı hep merak etmiştim, Mutlaka okumam gerekiyordu ama babamın olduğu için kendisi kitaplarına kıyamadığı için vermemişti bende ondan habersiz aldım( çaldım;) ) yine gizlice kitaplarının arasına koyarım elbet.
Kitap tek kelime ile olağan üstü, Reis'in acılarla dolu hayat hikayesi kızı Gökçen Çatlı'nın kaleme aldığı ve hiç bitmesin istediğim kitaptı ne yazık ki her güzel şey gibi bu da bitti.
Dürüstlügü, mertliği, gözü pek, korkusuz, dostlarına sadık olan milliyetçi kişiliğe sahip Reis yani Abdullah Çatlı. Yıllarca üzerine atılan iftiralar yüzünden katil damgası yiyen 7 TİP'li olayı üzerine atılması sonucunda mahkum edilmek istenen idama kadar gitmesi sebebiyle Türkiye'den yurt dışına firar etmek zorunda kalan ve orada da üzerine atılan uyuşturucu suçundan 7 yıl hapis yatmakta. Her acıyı yaşayan ama asla davasından vazgeçmeyen Reis, hapis yattığı İsviçre'den firar eder ve ülkesine döner. Yıllar sonra bir suikastte yani Susurluk katliamı verilen kazada öldürülür, ama bilinsin ki, Kahramanlar asla ölmez.
Reis hâlâ yaşıyor ve kalbimizde yaşayacak.
Bu arada, Abdullah Çatlı baya yakışıklı adammış, karizmatik kara kaşlı kara gözlü yiğit bir adam;)
Bunu söylemesem olmazdı:)
Ruhu şad, mekanın cennet olsun Reis
Allah rahmet eylesin, Nurlar içinde uyu
568 syf.
7/10 puan verdi
Son fedakarlık - Richelle Mead
Serinin son kitabını okuyarak bitirmiş bulunuyorum. Son kitapta farklı şeyler bekliyordum ama hayal kırıklığı oldu benim için.
Rose her zaman ki gibi bencilliğe devam ederek ona yardım etmeye çalışanlara bile izin vermiyor hala başının dikine doğru gidiyor. Çıldırttı beni ya bir de haklıymış gibi konuşması yok mu? Bir sus dinle her olayda başrol olamazsın kızım olduğun olaylar sen kurtulsan da başkaları zarar gördü bir dur düşün olur Mu? Olmaz.
Dimitri ve Rose okuması güzel ciftlerdendi. Ama bu şekilde bir araya gelmeleri mide bulandırıcı. Adrian'ın ne suçu vardı ya? Ne yaptı bu çocuk sana yardım etmekten başka? Biraz daha bekleyemedin mi? Üstüne bir de Adrian'a korkak deme cürretinde bulunuyor.
Dimitri başta yok mok istemem dedi ama Rose ısrar edince dayanamadı. Hadi sevgilisini elinden alan adam olmak istemiyordun?
Çok sinirliyim arkadaşlar. Adrian bunu hakketmedi böyle bir şeyi hiç kimse hakketmez ya. Zaten ne aksiyon vardı ne bir şey sürekli Rose şikayet etmelerini okuduk. Son kısımda Adrian Rose zorbaladi da biraz mutlu oldum. Onun dışında foss final kitabıydı.
