Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bcr

Aklın Kılıcı
Insanların kalplerinı ve zihinlerini fetheden kılıç, aklın kı- lıcıdır. Kur'an'ın Nahl suresinin 125. ayetinde şöyle geçer: "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et, onlarla en güzel yöntemle tartış."
Reklam
İslam'da Zorlama Yoktur
Islam hangi kılıçla yayıldı? Müslümanlar'ın böyle bir kılıcı olsa dahi kullanamazlardı çünkü Kur'an'ın aşağıdaki ayetinde şöyle geçer: "Dinde zorlama yoktur. Doğru, eğriden açıkça ayrılmıştır." (Bakara, 256)
İslam Kılıç zoruyla yayılmadı
Unlu tarih bilimci Thomas Carlyle, Heroes and Hero Worship adlı kitabında, Islam'ın yayılması noktasındaki bu yanlış anlamaya değinmiştir: "Gerçekten de kılıç ama kılıcını nereden alacaksın! Her yeni fikir, başlangıçta tam olarak azınlıktadır. Bir adamın ka- fasında yalnız başına, şimdilik orada yaşıyor. Bütün dünyada sadece tek bir adam buna inanıyor, tüm insanların karşısında bir adam var. Eline bir kılıç alıp bunu yaymaya çalışması ona pek az fayda sağlar. Önce kılıcını bulmalısın! Her şeyi hesaba katınca, bir şey kendini yayabileceği kadar yayar."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kaza mı nafile mi
Kaza etme niyeti olduğu sürece bu oruçların geciktiril- mesinden dolayı bir günah yoktur. Çünkü kazanın hemen tutulma zorunluluğu yoktur. Hatta kaza tutmadan önce nâ- file oruç da tutulabilir. Nitekim Hz. Aişe bazen kaza oruç- larını öteki senenin Şaban ayına kadar ertelemek zorunda kaldığını ifade etmektedir. Buhari , savm
Oruç
Kur'an'da da Hz. Adem (aleyhisselam) unutkanlıkla vas- fedilmiştir. Çünkü O, "Andolsun biz, daha önce de Adem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık” (taha 20) âyetinde de vurgulandığı üzere ağaçtan yememe gibi önemli bir sorumluluğunu unutmuştur. "(Genç adam), ‘Gördün mü'!
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
30 Günde Manevi Devrim
30 Günde Manevi DevrimHalid Ebu Şadi
9.1/10 · 577 okunma
İlmi hakikatler
Peygamber (s.a.v) namaz kılmadan önce orucunu hurma ile açardı. İftarda kuru veya yaş hurma da yerdi. İlmin gelişmesi ile bu hakikat yeni anlaşılıyor. Bu durum da O'nun Nübüvvetine delildir. Oruçlu olan kişinin özellikle de karaciğerde depolanmış şekere ihtiyacı vardır. Sahurda yenen yemekler oruçlu olan kişiyi sadece altı saat idare eder. Bu süreden sonra karaciğerde depolanmış şekere ihtiyaç vardır. Vücut karaciğerdeki depolanmış şekeri tüketir. İftar zamanı olduğunda kişi iftarını hurma ile açarsa karaciğerde tükenmiş olan şekeri hemen takviye eder. Hurmanın içinde bulunan fruktoz gibi maddeler hemen karaciğere ulaşarak beyne ve diğer organlara şekerin ulaşmasını sağlar. Böylece vücut için gerekli olan enerji de oluşmuş olur. Şayet iftara normal yemeklerle başlanılmış olsa bağırsakların yemekteki şekeri emmesi iki-üç saat sürer. Bu durumda vücudun enerjiye ulaşması iki-üç saati bulur
Sayfa 107Kitabı okudu
Muhammed b. Vasi şöyle der: Bir kimse az yemek yerse kavrayışı artar ve kavradıklarını başkalarına da anlatma yeteneği artar. O kişi saf ve rikkatli olur. Çok yemek kişiyi yapmak istediği pek çok şeyden alıkoyup engeller.
Sayfa 105Kitabı okudu
Ömer b. Hattab (r.a) şöyle buyurur: Şişman olmaktan sakının. Çünkü o, namaz kılma konusunda kişide tembellik oluşturur, bedeni heder eder, hastalığa sebep olur. Yemek yer- ken ölçülü olun. Böyle yapmak israfa engel olur, bedeni sağ- lıklı kılar, ibadet yapma hususunda insana güç verir. Bir insan şehvetini dinine üstün tutmazsa o kişi helak olmaz
Sayfa 105Kitabı okudu
Yiyiniz,içiniz . Ancak israf etmeyiniz. Araf /31
• Peygamber (s.a.v) hurma ve su ile iftarını açar ve özellikle de ramazanda fazla yemek yemezdi. Peygamber (s.a.v) bize şunu tavsiye etmiştir. "Yiyiniz, tasaddukta bulununuz; israf etmemek ve kibirli davranmamak koşuluyla giyiniz." • Başka bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Âdemoğlu karnından daha kötü bir kabı doldurmamıştır. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokma yeter; bundan fazla yemesi gerekirse midesini üçe bölsün: Üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefesine (ayırsın)."87 Hafız İbni Receb bu hadisle alakalı şunu der: Bu hadiste tıpla alakalı büyük kural ve kaideler vardır. İbni Masive de şöyle der: Bir doktor bu hadisi okuduğunda şöyle demiş: "Eğer insanlar bu hadisle amel etse hastalıklardan korunmuş olur, eczaneler ve tedavi merkezleri de kapanırdı." Peygamber (s.a.v) obezite hakkında şöyle buyurur: "İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler... Daha sonra gelenlerde ise şişmanlık hastalığı görülecektir
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Ramazanla Dirilmek
Ramazanla DirilmekAbdullah Yıldız
7.3/10 · 53 okunma
Kur’anı Anlamak
İmamı Gazali'nin şu tavsiyesi de oldukça dikkat çekicidir: "Ey oğul! Üç yerde gönlünü hazır eyle ki, üzerine rahmet kapıları açılsın. İbrahim b. Edhem dedi ki: Her kim üç yerde gönlünü hazır etmezse, o kişiye rahmet kapıları açılmaz. Birincisi, Kur'ân-ı Kerim okunurken, ikincisi, zikir yapılırken, üçüncüsü, namaz kılarken."
Peki, ne demek "simülatif modernleşme deneyimi"? Gibileri oynamak; mış/miş gibi yapmak demek. Yani "modernleşmek" değil, "modernleşiyormuş gibi" yapmak; "müslüman olmak" değil, "müslümanmış gibi" yapmak demek. Burada bir "numara" yapıyor veya bir "oyun" oynuyor filan değiliz: "Gibi'leri oynuyoruz resmen. Fiili durumumuz bu. Rol kesiyor gibi yapmıyoruz: Fiilen rol kesen bir insanı canlandırıyor gibiyiz. Yani, sözün özü, rol kesmek, karakterimiz olmuş sanki. Müslümanlıkla ilişkimizde de, Batı'yla ilişkimizde de hep gibileri oynuyoruz; mış/miş gibi yapıyoruz: Evet resmen ve fiilen rol kesiyoruz yani. Ancak bu "gibileri oynama" faslı, Ramazan gelince fiilen bitiyor: Ramazan'da gibileri oynama şansımız yok: Olmak ya da olmamak arasında seçim yapmak zorundayız. Ya oruçlu olacağız; ya da değil. Yani aynı anda hem oruçlu olmamız; hem de olmamamız mümkün değil.
Oruç ferdi bir ibadettir. Oruçlu olup olmadığını kişinin bilinci bilir, başkası değil. Bu yanıyla oruç namazdan, hacdan, zekattan ayrılır. Namaz aşikardır. Dahası farz namaz aşikar olmak zorundadır. Farz namazın gizlenmesi riyakarlık işareti olarak kabul edilmiştir. Hac, zaten toplu olarak ifa edilen bir ibadettir. Zekatın da gizli kal- ması söz konusu değildir, çünkü onu, bir veren varsa, bir de alan vardır, başka türlüsü söz konusu olmaz. Oruç, öteki ibedetlere nis- betle, işte bu bakımlardan ferdi bir özellik taşıyor. Buradan, orucun farklı bir özelliğine ulaşıyoruz. Oruç bedenen eda edilen bir ibadet olmasına, yani maddi yanıyla somutlaşmasına rağmen, onun son çö- zümlemede ferdi bir ibadet halinde eda ediliyor olması batını yanını öne çıkarıyor. Onun mükafatının ancak Cenabı Allah'ın takdirinde bulunmasının hikmeti de, orucun değinilen özelliğinde gizli bulunsa gerektir. Bir kimsenin oruçlu olup olmadığının kişinin kendi bilin- cinden ve Allah'tan başka kimse tarafından bilinmemesi durumu...
Orucun ontik mahiyeti Rasim Özdenören
Biliyoruz ki, namaz da insanı günahtan sakındırır. Ancak orucun günahtan sakındırması zorunlu olarak gerçekleşir. İnsanın gündelik hayatında helaldan sakınmasının "anlamı" yoktur. İnsanın, yal- nızca haramdan değil, helalden de vazgeçmesi ancak takva mertebesini yaşayanlar için söz konusudur. Takva tavsiye edilmiş olmakla birlikte, şer'an mecbur tutulmamıştır. İşte oruç insanı, oruçlu halindeyken takva sahiplerinin halinden de haberli kılıyor. Böyle oluyor, çünkü helal orada dururken, ona yaklaşma imkanı mevcutken, insan kendini, Allah'ın rızasını yerine getirme uğruna ondan mahrum bırakmaktadır. Bu durum, ancak oruç şartı içinde yerine getirilebilir. Oruç, bu bakımdan, zorunlu bir takva talimi mesabesindedir. Orucun, insanı günahtan siyanet etmesi de, oruçlu kimsenin, gündelik hayatında olmadığı ve olamayacağı ölçüde, kendi üstüne katlanmış ve kendi bedenini sürekli denetim altında bulundurmak zorunda kalmış olması yüzündendir (veya sayesindedir) diyebiliriz
420 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.