Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir başka olasılık: Belki de Doğu'nun ünlü tılsımlarından, büyülerinden biri bu duruma getirdi beni. Belki bir bitki, bir çiçek, bir taş parçasıydı aslım. Bir büyücünün tılsımı, bu insanların içinde insan sureti (herhangi bir insan) vermişti bana. Olabilir.
Eğer gerçek buysa, benim gerçeğim; bağırmam, başımı taştan taşa vurmam gerek. Çünkü günahların en büyüğünü işlemişim demektir: Ana dilimi unutmak.
Reklam
Günün birinde benzeri (ya da benzemezi) bir durumda kalırsan, kuşkusuz sen de başka bir yöntem izleyeceksin sevgili okurum: Kendi yöntemini. Çünkü her kişinin bir başka yolu, bir başka yöntemi olmak gerektir.
Bu kitapta yazılı olanları anlamakta güçlük çekebilirsin. Çünkü anlamak bir ortak dil gerektirir. Ortak dil ise, ortak yaşam /ortak bilgi /ortak birikim /ortak düş kimi yerde, ortak düşüş demektir. Ortak değilse bile, yakın/ benzer/ gibi.
Oturuyorum masamın başına, bir insanın başından geçenleri anlatmak için başka insanlara.
Aylardan Temmuz gene erken kalkıyorum sabahları. Gene ilk işim, penceremi açıp gökyüzüne bakmak.
Reklam
Asfalt yollarda saatte yüz yirmi kilometre hızla ilerleyen renk renk, biçim biçim otomobiller akıyordu. Ama ben baktığımda koyunları görüyordum, dağlardan, otlaklara inen.
Şehri için...
Kafka, karabasanlarında gördü belki seni, ama adlandırmadı. (Ya da hiç girmedin onun düşlerine.) Bilseydi, senin gibi bir yer var yeryüzünde en korkunç kitabının konusu sen olurdun. Tolstoy bilseydi seni soyluluğundan bin beter utanırdı.
"Bir savaşçı için düş demek gerçek demektir. Düş gücüyle verir kesin kararını ve ona göre davranır. Ya seçer alır, ya da def eder. Elindeki araçlardan, kendini başarıya ulaştıracakları seçer. Onları kullanır..."
"İstediğim, çocuklar ölmesin..." #özgürgazze
@Ferit Edgü
Reklam
Yalnızdım. İçimde büyüyen boşluğun içinde yalnızdım.
Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yine bir yol ara kendine
Hakkari ' Bir Mevsim
"Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine."
Mükemmel ötesi
Size Hayat Bilgisi dersleri verdim sevgili çocuklar, ama hayatın gerçek bilgisini, siz, kendiniz, burda iki sınır arasında, bu dağ başındaki köyünüzden uzak kentlere gittiğinizde, askerliğinizde öğreneceksiniz. Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir. Benim için doğru olan, sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin çoğu böyleyse, bağışlayın beni. Çünkü ben başka bir yerden geliyorum yavrularım ve gördüğünüz gibi, karların erimesiyle de gidiyorum işte. Nereye gittiğimi kesin olarak bilmiyorsam da gidiyorum. Burda kalacak olan sizlersiniz. Burda yaşayacak olan sizlersiniz. Sizler, karın üstünde yalınayak yürüyüp ölmeyenlerdensiniz. Biz, bir kış boyu, yufka ekmek, otlu peynir, bulgur pilavı yiyip çay içerek yaşayamayız. Bizim meyvelerimiz, sebzelerimiz, etlerimiz vardır. Bütün bunları aradaki ayrımı göstermek için söylüyorum çocuklarım , beni yanlış anlamayın.Yalan söylemek günahtır, yalan söylemek insana yakışmaz, demedim. Beni yanlış anlamayın, yalan da söylenir. Benim size bütün bir kış söylediklerimin büyük bir çoğunluğu da yalandı. Ama şimdi söyleyeceklerim gerçek: Yavrularım, insanlar üç aylık bebekken, nedeni bilinmeyen hastalıklardan ölmeden de yaşayabilirler. Cüzzam, trahom bir alınyazısı değildir. Hiçbir şey alınyazısı değildir, yavrularım. Bu kadar. Benim söyleyeceğim gerçek de bu kadar işte. Hadi bakalım, dersimiz bitti dağılın.
Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.