Gidenler benden gitti Ellerin telaşı ne? Zaman beni eritti Yılların telaşı ne? Sevda bıçaktan keskin Gönlüme etti baskın Ağaçlar kıştan küskün Dalların telaşı ne? Şu dönen tekerlekler Beni gurbete ekler Yağmuru toprak bekler Sellerin telaşı ne? Yağan kar elbet erir Ömür, zamanda çürür El oynar, mızrap vurur Tellerin telaşı ne?
Ölüm yıldönümünde rahmet ile
Yokta noksan aranılmaz, Yasa budur var eksilir... Ne tükenir sırda insan Ne insanda sır eksilir. *** Hayat denen şu varlıkta Söz Yücenin pazarlıkta Ölürsek bir mezarlıkta, Üç metrelik yer eksilir. *** Elden ele renkten renge Ölüm seldir, can bir yonga Gidersek bozulmaz denge Halil’lerden bir eksilir.
Reklam
Bir bakışın için bin dağ yakılır Mehtap diye gözlerine bakılır Seni görse gökten dökülür Güneş parça parça, ay parça parça.
Ölüm hak, muhakkak.
Yolumun üstüne çıkan mezarlar -Nerde kaldın! diye durmaz azarlar Birgün adımızı taşa yazarlar Atarlar bir tenha yolun üstüne...
Düşünceler
Duaya kalkmıştı bir gün Havada kaldı ellerim. Kırk kapının halkasını Boşuna çaldı ellerim. Eriyen ben miyim yoksa, Karşı dağların karı mı? Yılların tozu içinde Kaybettim ayaklarımı. Kafamın kapılarını Düşüncelere kapattım Gözlerim bendedir, ama Nurunu bir hiçe sattım.
Reklam
49 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.