Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halim BARIK

Necip Fazıl Kısakürek
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; Tek nokta seçemez dünyadan nazar. Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz? Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Reklam
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar.
Her biri birer kurbandı. bir çok şeyleri öldürülmüş fakat bedenleri sağ kurbanlar...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-KURBAN- (henüz yazılmamış romanın alıntıları)
Onu bu denli derin düşüncelere sevk eden mazinin silinmemiş ayak izleriydi...
-KURBAN- yakında
"Ceset yoksa kurban da yoktur." Söylemini tamanen yok edecek olaylar bütünüydü. Her biri cesetsiz kurbanlardı...
Reklam
Mohammad Ebrahim Jafari - Gri (Xakestari)
Savaş bitince senin için taze incirler toplayacağım Seninle kalacağım Seninle okuyacağım Ve seni güneşli hayranlığında öpeceğim eğer bulutlar izin verirse
8:10 Vapuru / Cemal Süreya
Sesinde ne var biliyor musun Ev dağınıklığı var İkide bir elini başına götürüp Rüzgarda dağılan yalnızlığını Düzeltiyorsun. Sesinde ne var biliyor musun Söyleyemediğin sözcükler var Küçücük şeyler belki Ama günün bu saatinde Anıt gibi dururlar
Artık eskisi gibi bakamıyorsun göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin güneş bir anne gibi dururdu başucunda artık dokunamıyor kakülün bulutlara karalara bürünmüş saçlarında dolunay ben bu kadar zulme layık mıyım rüveyda
Hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin uzanır da gönlüme rüveyda derinden bir ok saplanır bağrıma beynimi çağıran bir sese doğru alaca bir at koşar içimde zamansız, mekansız nefese doğru Varlığın cinayettir memleketimde işlenen akıtır kanını en asil pehlivanların yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın
Sular köpürmemeliydi rüveyda kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin ben zehire alışkınım, şerbete değil rüyalar hefret eder avare duruşumdan kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş yargılamak için zeval kayıtlarını inkılab bekliyorum
Reklam
Rüveyda
Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin kayar da üzerime rüveyda önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime sonra açılır önümde ıstırab vadileri silik renkleriyle adımlarıma çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir hayalin bittiği menfeze doğru alaca bir at koşar içimde zamansız, mekansız nefese doğru
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim, Saçlarına hasreti tanımayan hallerim, Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.
İbrahim
İbrahim
Hinek pirtûk, hinek peyv, hinek helbest, hinek ez hinek tu
Cemal Safi
Sevmesem özler miyim seni can pahasına Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına Adını söyleyemem senden bir başkasına Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa
Cemal Safi
Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa
Kitapla kalın... Gerisinin yalan olduğunu mütemadiyen görür olduk.
Reklam
Alıntı
Hayat bana ne yaşatırsa yaşatsın, karşıma ne kadar kötü insan çıkarsa çıksın, ne kadar canım acırsa acısın, şu üç şeyden asla vazgeçmeyeceğim; Kendim olmaktan, iyi olmaktan ve nefes aldığım her saniye için mutlu olmaya çalışmaktan...
Eğer insanın hayatına bir kez bir volkan girerse, bir daha içinden atamaz! #julesverne